English
WINDBLOWN : English Turkish
adj. rüzgârdan savrulmuş, rüzgârdan dağılmış, rüzgârdan eğilmiş, kâkul şeklinde kesilmiş
WINDBLOWN LEAF : English Turkish
üzgâr tarafından sürüklenen yaprak, rüzgârda yuvarlanan yaprak; cesur olmayan kimse, korkak, ödlek
WINDBORNE : English Turkish
adj. rüzgârla taşınan, rüzgâr taşıması; rüzgâr tarafından dağıtılan, yel tarafından dağılmış
WINDBREAK : English Turkish
n. rüzgâr siperi
WINDBREAKER : English Turkish
n. rüzgârlık, rüzgâr kırıcı, rüzgâr ve yağmura karşı dirençli ve genellikle kısa ve bazen de şapkalı olan bir ceketin marka adı
WINDBROKEN : English Turkish
adj. şişmekten dolayı nefes zorluğu çeken (atlarda), akciğer amfizemiyle enfekte olmuş
WINDBURN : English Turkish
n. rüzgâr yanığı, derinin rüzgâra maruz kalmaktan yanması
WINDCHEATER : English Turkish
n. anorak, parka
WINDED : English Turkish
adj. soluğu kesilmiş, soluksuz
WINDER : English Turkish
n. çıkrıkçı, çıkrık, sarılan bitki, döner basamak, saat kurgusu, kurgu
WINDERMERE : English Turkish
n. İngiltere'deki en büyük göl; İngiltere'de bir kasaba; Florida'da bir kasaba ve ABD'deki diğer bazı kasabaların adı; İngiliz Kolumbia'sında (Kanada) bir kasaba; Ontario'da (Kanada) bir köy
WINDFALL : English Turkish
n. rüzgârdan düşen meyve, rüzgârın devirdiği ağaç, düşeş, beklenmedik şans, tâlih kuşu
WINDFALL LOSS : English Turkish
daha önceden tahmin edilmemiş kayıp, büyük ve sürpriz zarar
WINDFARM : English Turkish
n. rüzgâr çiftliği, rüzgâr santrali, elektrik üretmek için üzerinde çok sayıda rüzgâr türbini bulunan alan
WINDFLOWER : English Turkish
n. dağ lalesi, anemon
WINDGALL : English Turkish
n. atın bacağında oluşan şişlik
WINDHOEK : English Turkish
n. Namibya'nın başkenti
WINDILY : English Turkish
adv. rüzgarlıca, rüzgârlı bir şekilde; boş bir şekilde, mantıksızca; böbürlenerek, övünerek, övünür bir şekilde
WINDINESS : English Turkish
n. rüzgârlılık, gevezelik, çenesi düşüklük
WINDING : English Turkish
n. döndürme, dönme, dolaşma, dolambaç, dolama, dönemeç, kavis, sarma, dolam, bobin
WINDING : English Turkish
adj. sarmal, helezoni, döner, yılankavi, dolambaçlı
WINDING KEY : English Turkish
n. kurgu
WINDING PATH : English Turkish
dolambaçlı patika, dolanan yol
WINDING ROADS : English Turkish
dolambaçlı yollar, dosdoğru gitmeyen ve dolambaçlı olan yollar
WINDING SALE : English Turkish
n. zorunlu satış
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani