Multilingual Turkish Dictionary

English

English
WITHOUT WARNING : English Turkish

uyarmadan, uyarı yapmadan, daha önceden haber vermeden, önceden bilgilendirmeden

WITHOUT WORDS : English Turkish

konuşmadan, açıklamadan, açıklama yapmadan, söylemeden

WITHSTAND : English Turkish

v. dayanmak, direnmek, karşı koymak

WITHSTAND DISAPPOINTMENT : English Turkish

hayal kırıklığına dayanmak, düş kırıklığına karşı dayanıklı olmak, beklentilerin karşılanmadığı duruma göğüs gerebilmek

WITHSTAND HARDSHIPS : English Turkish

zorluklara karşı dayanmak, zorluklara karşı dayanıklı olmak, zor durumlara karşı göğüs germek

WITHSTAND THE COLD : English Turkish

v. soğuğa dayanmak

WITHY : English Turkish

n. bodur söğüt, söğüt dalı

WITLESS : English Turkish

adj. akılsız, kafasız, düşüncesiz, saf

WITLESSLY : English Turkish

adv. aptalca, budalaca, salakça, akılsızca, düşüncesizce bir şekilde

WITLESSNESS : English Turkish

n. aptallık, budalalık, salaklık, akılsızlık, düşüncesizlik

WITLING : English Turkish

n. zeki görünmeye çalışan veya zeki olmak isteyen kimse, akılsız

WITNESS : English Turkish

n. şahit, tanık, tanıklık

WITNESS : English Turkish

v. şahit olmak, tanık olmak, şahitlik etmek, sahne olmak, onaylamak, kabul etmek

WITNESS AGAINST : English Turkish

aleyhinde şahitlik etmek, hakkında karşı ifade vermeyi mahkemeye teklif etmek

WITNESS BOX : English Turkish

tanık kürsüsü, tanık sandalyesi

WITNESS FOR THE DEFENCE : English Turkish

savunma tarafı için şahitlik eden kimse, davalı şahidi

WITNESS FOR THE PROSECUTION : English Turkish

davacı tarafa şehitlik eden kimse, davacı şahidi

WITNESS IN REBUTTAL : English Turkish

ir mahkemede karşı tarafın iddialarını yalanlayan şahit

WITNESS STAND : English Turkish

tanık kürsüsü, tanık sandalyesi

WITNESS TEMPERING : English Turkish

şahit ihracı, mahkemede ifade veren bir kimseyi azletme

WITNESS TO : English Turkish

-e şahit,
ye tanıklık eden,
nin şahidi

WITNESSABLE : English Turkish

adj. şahit olunabilir, yanıklık yapılabilir; görülebilir

WITNESSER : English Turkish

n. şahit, tanık, görgü tanığı, şahitlik yapan kimse

WITNESSETH : English Turkish

v. görmek, tanıklık etmek, şahit olmak (Eski Kullanım)

WITS : English Turkish

n. akıl sağlamlığı, akli dinginlik, akıllılık; zekilik ve çabucak düşünebilme yeteneği