Multilingual Turkish Dictionary

English

English
4WD : English Turkish

dört çekişli araba, tüm dört tekerleğe de motor gücü sağlayan araba şanzıman sistemi; dört çekişli araba

7-BONE STEAK : English Turkish

n. sığırın kürek kemiği üzerinden çapraz kesmeyle alınan biftek eti

7-ELEVEN® : English Turkish

n.
Eleven®, 1927 yılında ABD’nin Texas eyaletinde kurulan, Kuzey Amerika ve Uzak Doğu’da, köşe başı marketlerinin en büyük zincirini işleten uluslararası holding; bu marketler, dünyanın pek çok ülkesinde lisans sahipleri ve acenteler tarafından işletilmektedir (isim, zincir marketlerinin açık olduğu geç saatleri ifade etmektedir (sabah 7’den akşam 11’e, haftanın 7 günü)

7UP : English Turkish

n. Seven Up, limon tatlı gazlı bir alkolsüz içki markası

8VO : English Turkish

"octavo (sekiz yapraklı) ", 6x9 inç (15,24x22,86 cm) ebatlarındaki kitap; 6x9 inç kitap

9 TO 5 : English Turkish

n. dokuzdan-beşe, sabah 9’dan akşam 5’e kadar çalışılan iş

9/11 : English Turkish

n. 11 Eylül, 11 Eylül saldırıları, 11 Eylül
2001 yılında, kaçırılmış olan iki ticari uçağın İkiz Kuleler’e kasten çarptırılıp kuleleri yok etmesiyle, Müslüman teröristlerin, Birleşik Devletler’e karşı gerçekleştirdikleri yıkıcı bir terör saldırısı gerçekleştirdikleri gün (yaklaşık 3 bin kişi hayatını kaybetti), başka bir uçak ise yine planlı bir şekilde Pentagon’a çarptırıldı (burada ise, Pentagon’da çalışan 189 kişi hayatını kaybetti)

911 : English Turkish

n. genelde Kuzey Amerika’da (Kanada ve ABD) acil durumlar için aranan telefon numarası

? : English Turkish

n. Euro, Euro işareti, Euro para birimi işareti, Avrupa Birliği üyesi ülkelerin ortak para birimi olarak 1999 yılında piyasaya sürülen para birimi (the European Currency Unit {Avrupa Para Birimi} olarak da bilinir)

@ : English Turkish

n. "-de,
da" belirtmek için kullanılan "-de işareti" sembolü (özellikle e-posta adreslerinde; ayrıca "strudel (turta)", "ticari
de" ve başka isimlerle de bilinir)

A : English Turkish

n. lâ [müz.], pek iyi

A 1 : English Turkish

adj. savaşta kullanılabilir

A BAD HAT : English Turkish

ahlaksız tip, yavşak

A BAD LOT : English Turkish

uyumsuzlar grubu; kötü ve ahlaksız kimse (Argo)

A BAD TURN : English Turkish

n. kötü muamele

A BAD WOMAN : English Turkish

n. kötü kadın

A BAD WORD : English Turkish

n. küfür

A BAG OF BONES : English Turkish

kemik torbası, sıska veya bir deri bir kemik kimse (kemik torbası)

A BALL OF WOOL : English Turkish

n. yün yumağı

A BANDITTI : English Turkish

n. soyguncu çetesi

A BARE LIVING : English Turkish

n. kıt kanaat geçinme

A BEWITCHING BEAUTY : English Turkish

n. afet

A BIG GUN : English Turkish

n. kodaman, önemli kimse

A BIG WHEEL : English Turkish

n. kodaman, nüfuzlu kimse

A BIRD IN THE HAND IS WORTH TWO IN THE BUSH : English Turkish

eldeldeki bir kuş çalıdaki iki kuştan değerlidir, elindekilerle yetinerek devam etmek asla sahip olamayabileceğin daha güzel şeyleri bekleyerek zaman kaybetmekten iyidir (eldeki bir kuş daldaki iki kuştan iyidir)