English
COALESCENT : English Turkish
adj. birleşme veya birleştirme ile alakalı
COALFACE : English Turkish
n. kömür çıkartılan bir madendeki açıkta bırakılan kömür yüzeyi
COALFIELD : English Turkish
n. kömür yatağı bölgesi
COALFISH : English Turkish
n. koyu renkli veya siyah sırtlı balık (morina benzeri bir tür balık, morina)
COALHOLE : English Turkish
n. kömür tutmak için konteyner
COALHOUSE : English Turkish
n. (İngiliz İngilizcesi) kömürlük, ev kullanımı için kömür depolanan kapalı boşluk
COALING : English Turkish
n. kömür ikmali
COALING STATION : English Turkish
n. kömür istasyonu, kömür ikmal limanı
COALITE : English Turkish
v. birleştirmek, birleşmek; bir bedende beraber büyümek
COALITION : English Turkish
n. koalisyon, birleşme
COALITION AGAINST UNSOLICITED COMMERCIAL EMAIL : English Turkish
İstenmeyen Ticari E-postalar Karşıtı Koalisyon, e-posta aracılığıyla reklam gönderilmesini yasaklayan mevzuatı destekleyen bir oluşum, CAUCE (Bilgisayar)
COALITION AGREEMENT : English Turkish
koalisyon anlaşması, çogunluk hükümeti kurmak için siyasi partiler arasındaki anlaşma
COALITION PARTNER : English Turkish
n. koalisyon ortağı
COALITIONAL : English Turkish
adj. koalisyonla (müttefiklik, konfederasyon, birlik) alakalı
COALITIONER : English Turkish
n. koalisyon (müttefiklik, konfederasyon, birlik) üyesi
COALITIONIST : English Turkish
n. bir koalisyonun (ortak bir amaç için birlikte çalışan iki veya daha fazla taraf arasında yapılan anlaşma, birlik) destekçisi
COALMAN : English Turkish
n. kömürcü, kömür dağıtan/teslim eden kimse
COALMOUSE : English Turkish
n. siyah başlı küçük baştankara türü
COALPIT : English Turkish
n. kömür ocağı, kuyu
COALPORT : English Turkish
n. Pennsylvania'da (ABD) bir kasaba; İngiltere'de bir kasaba
COALS TO NEWCASTLE : English Turkish
ir bölgeye dışardan getirilen ancak zaten o bölgede bolca bulunan şey (örneğin Antartika'ya buz götürmek)
COALY : English Turkish
adj. kömürle alakalı; kömür içeren
COAMING : English Turkish
n. mezarna (gemi), ambar ağzı (gemi), kaporta çerçevesi
COAPT : English Turkish
v. parçaları biraraya yerleştirmek/oturtmak
COAPTATION : English Turkish
n. parçaların birbirine adaptasyonu
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani