Multilingual Turkish Dictionary

French

French
FUSER : French Turkish

"erimek, ergimek; çıtırdamak, yanmak"

FUSIBLE : French Turkish

[le] sigorta teli

FUSIL : French Turkish

"[le] tüfek; çakmak; kasap bileğisi "

FUSIL-MITRAILLEUR : French Turkish

[le] makineli tüfek

FUSILIER : French Turkish

[le] tüfekli

FUSILIER MARIN : French Turkish

deniz piyadesi

FUSILLADE : French Turkish

"[la] yaylım ateşi; kurşuna dizme"

FUSILLER : French Turkish

"tüfekle öldürmek; kurşuna dizmek"

FUSION : French Turkish

"[la] erime, ergime; birleşme, kaynaşma"

FUSIONNEMENT : French Turkish

"[le] birleşme, kaynaşma; birleştirme, kaynaştırma"

FUSIONNER : French Turkish

"birleştirmek, kaynaştırmak; birleşmek, kaynaşmak"

FUSTIGER : French Turkish

"değnek\\kırbaçla dövmek; kınamak, çekiştirmek"

FUSÉE : French Turkish

[la] füze

FUSÉE D'ARTIFICE : French Turkish

aydınlatma fişeği

FUSÉE VOLANTE : French Turkish

havai fişek

FUTAIE : French Turkish

[la] uluağaçlı orman

FUTAILLE : French Turkish

[la] içki fıçısı

FUTILE : French Turkish

"değersiz, önemsiz; boş, nafile"

FUTILEMENT : French Turkish

oş yere, boşuna, nafile

FUTILITÉ : French Turkish

"[la] değersizlik, önemsizlik; boşluk, kofluk"

FUTUR : French Turkish

"[le] gelecek, gelecekteki, ileriki; nişanlı, yavuklu "

FUTURISTE : French Turkish

gelecekçi

FUTUROLOGIE : French Turkish

[la] gelecekbilim

FUTÉ : French Turkish

kurnaz

FUYANT : French Turkish

"kaçan, kaçıcı; çabuk geçen; yiten, kaybolan"