Multilingual Turkish Dictionary French

HASARDEUX : French Turkish

"tehlikeli; atılgan"

HASE : French Turkish

[la] dişi tavşan

HAUBAN : French Turkish

[le] (gemide) germe halatı, çarmık

HAUSSE : French Turkish

"[la] fiyat yükselmesi; yükseltici "

HAUSSEMENT : French Turkish

[le] yükselme, yükseltme

HAUSSEMENT D'ÉPAULES : French Turkish

omuz silkme

HAUSSER : French Turkish

"yükseltmek; kaldırmak; yükselmek, kabarmak "

HAUSSER LA VOIX : French Turkish

sesini yükseltmek

HAUSSER LES ÉPAULES : French Turkish

omuz silkmek

HAUT : French Turkish

"yüksek; yukarı; denizden uzak olan; uzun "

HAUT DE COULEUR : French Turkish

cırlak renk

HAUT FOURNEAU : French Turkish

yüksek fırın

HAUT LES MAINS! : French Turkish

eller yukarı!

HAUT PLACÉ : French Turkish

yüksek mevkili

HAUT-DE-CHAUSSES : French Turkish

[le] dize kadar uzanan pantolon

HAUT-DE-FORME : French Turkish

[le] silindir şapka

HAUT-FOND : French Turkish

[le] denizin sığ yeri

HAUT-LE-CORPS : French Turkish

[le] irkilme, irkinti

HAUT-LE-CÌUR : French Turkish

"[le] mide bulantısı; iğrenme, tiksinti"

HAUT-PARLEUR : French Turkish

[le] hoparlör

HAUTAIN : French Turkish

kibirli, kurumlu, mağrur

HAUTBOIS : French Turkish

"[le] obua; obuacı"

HAUTBOÏSTE : French Turkish

[le] [la] obua çalan, obuacı

HAUTE COUR : French Turkish

yüksek adalet divanı

HAUTE COUR DE JUSTICE : French Turkish

Yüce Divan