Multilingual Turkish Dictionary French

LÀ DEDANS : French Turkish

urada, şurada

LÀ OÙ : French Turkish

o yerde ki, o yere ki

LÀ-BAS : French Turkish

orada

LÀ-DEDANS : French Turkish

"içerde; bunda, bunun içinde"

LÀ-DESSOUS : French Turkish

"altta; bunun altında"

LÀ-DESSUS : French Turkish

"üzerine, üzerinde; bunun üzerine; bu konuda"

LÀ-HAUT : French Turkish

yukarda

LÂCHE : French Turkish

"gevşek; korkak; cansız; alçakça "

LÂCHEMENT : French Turkish

"[le] korkakça; alçakça"

LÂCHER : French Turkish

"gevşetmek; (elinden) kaçırmak; salıvermek; söylemek, yumurtlamak; gevşemek; bırakmak, ayrılmak; yarıda bırakmak "

LÂCHER LA BONDE À SES LARMES : French Turkish

iki gözü iki çeşme ağlamak

LÂCHER LA BONDE À SES PLAINTES : French Turkish

içini dökmek

LÂCHER LA BRIDE : French Turkish

dizgini koyvermek, serbest bırakmak

LÂCHER PIED : French Turkish

"tabanları yağlamak; kaçmak, geri çekilmek "

LÂCHER PRISE : French Turkish

salıvermek, tuttuğu şeyi bırakmak

LÂCHETÉ : French Turkish

"[la] korkaklık; yüreksizlik; alçaklık"

LÂCHEUR : French Turkish

[le] [la] dönek

LÈCHE : French Turkish

"[la] ince dilim; dalkavukluk"

LÈCHE-BOTTES : French Turkish

[le] dalkavuk

LÈCHE-VITRINES : French Turkish

[le] vitrin seyrederek vakit öldüren kişi

LÈCHEFRITE : French Turkish

[la] ızgara altlığı

LÈPRE : French Turkish

[la] miskin hastalığı, cüzam

LÈSE-MAJESTÉ : French Turkish

[la] inv

LÈVE-TARD : French Turkish

[le] [la] geç kalkan kişi

LÈVE-TÔT : French Turkish

[le] [la] erken kalkan kişi, erkenci