Multilingual Turkish Dictionary French

PÉPITE : French Turkish

[la] külçe altın

PÉPÈRE : French Turkish

"sessiz, gürültüsüz; zahmetsiz "

PÉPÉ : French Turkish

[le] dede

PÉREMPTION : French Turkish

[la] zamanaşımı

PÉREMPTOIRE : French Turkish

kesin, mutlak

PÉRENNITÉ : French Turkish

[la] süreklilik, uzun sürerlik

PÉRICARDE : French Turkish

[le] perikart, yürek dışzarı, yürek zarı

PÉRICLITER : French Turkish

tehlikede olmak, çökmeye yüz tutmak

PÉRIGÉE : French Turkish

[le] yerberi

PÉRIL : French Turkish

[le] tehlike

PÉRILLEUX : French Turkish

tehlikeli

PÉRIMÉ : French Turkish

zamanaşımına uğramış, hükmü kalmamış, modası geçmiş

PÉRINÉE : French Turkish

[le] perine

PÉRIODE : French Turkish

[la] devir

PÉRIODE D'INCUBATION : French Turkish

kuluçka devri

PÉRIODE GLACIAIRE : French Turkish

uzul devri

PÉRIODIQUE : French Turkish

devirli

PÉRIODIQUEMENT : French Turkish

devirli olarak, belli zamanlarda

PÉRIPHRASE : French Turkish

[la] dolaylı anlatma yolu, dolaylama

PÉRIPHÉRIE : French Turkish

[la] çevre

PÉRIPHÉRIQUE : French Turkish

çevresel, çevrel

PÉRIPLE : French Turkish

[le] uzun deniz gezisi

PÉRIPÉTIE : French Turkish

"[la] ani değişiklik, arada çıkan olay; (oyunda) düğüm noktasının çözülüşü"

PÉRIR : French Turkish

"telef olmak; ölmek, yok olmak; kazaya uğramak; mahvolmak"

PÉRISCOPE : French Turkish

[le] periskop