Multilingual Turkish Dictionary

Germany To Turkish

Germany To Turkish
SCHLLPEN : German Turkish

(Spatzen) cıvıl cıvıl ötmek

SCHLOHWEIß : German Turkish

embeyaz; kar gibi

SCHLOSSER : German Turkish

m l. çilingir
(Maschlnen^) tesviyeci
anzug m kombinezon
ei:
werkstatt /
çilingir atelyesi
tesviye-hane
handwerk n çilingirlik

SCHLOT : German Turkish

m l. baca
F (leichtsinniger Mensch) hoppa (od« hafifmeşrep) adam
F (ungehobelter Kerl) yontulmamış herif
baron m hum. zengin fabrika sahibi
teger m ocakçı

SCHLOTTE : German Turkish

geol. peribacası

SCHLOTTERIG : German Turkish

l. sallayan, titreyen
(schlaff) gevşek
n l. sallanmak, titremek
(schlaff hangen) sarkmak, gevşemek, pörsümek; vor Angst ^zangır zangır titremek
Die Knie begannen ihm zu ^. Dizinin bağı çözüldü. F; Asfalyaları gevşemekte idi. Dem ^ ja jetzt schon die ßeine! Korku dağları bekliyor

SCHLOß : German Turkish

n l. saray, şato, köşk, malikane
(Tür9) kilit
(Vorlege2) asma kilit
(Gewehr9) kapak
(ßuch9) toka; j-n hinter ^ und Riegel bringen (od. setzen) fiğ. hapse atmak; unter ~ und Riegel kilitli, saklı; emniyet altında; Du hast wohl ein ~ vor dem Mund? F Ağzım kiraya mı verdin?

SCHLOßE : German Turkish

dial. büyük dolu tanesi

SCHLOßHOF : German Turkish

m şato avlusu
vogt m fr. şato kahyası

SCHLUCHT : German Turkish

l. boğaz; dağ geçidi; derbent; geogr. a. eklüz
(Abgrund) uçurum

SCHLUCHZEN : German Turkish

hüngür hüngür (od. hıçkıra hıçkıra) ahlamak
end: laut ^ zan zan; hüngür hüngür 9er m hıçkırık

SCHLUCK : German Turkish

m yudum, cüra, içim
auf m hıçkırık; den ~ haben hıçkırmak

SCHLUCKEN : German Turkish

(tr.) l. yutmak; mideye indirmek
(ßeleidi-gungen usw.) yutmak; dayanıp sesini çıkarmamak
(einverleiben) kat(ıştır)mak, ilhak etm.
(den Gewinn) karı deve yapmak
(aufsaugen) emmek, massetmek; (intr.) yutkunmak; Dieser O fen sehlııckt viel Kohlen. ßu soba, çok kömür yiyor. 2en l. n yutma, beli, emme
m s. Schluckauf °er m: armer ~ biçare adam; pej. daltaban
weise yudum yudum

SCHLUDERIG : German Turkish

s. schlampig.
n üstünkörü iş görmek; itinasızlıkla çalışmak

SCHLUMMER : German Turkish

m uyku; leichter ^ tavşan uykusu
iied n ninni °n uyumak, istirahat etm.; sanft ^ tatlı bir uykuya dalmak 2nd fiğ. gizli, saklı
rolle / silindir şeklinde baş yastığı

SCHLUMPE : German Turkish

s. Schlampe

SCHLUND : German Turkish

m l. an. gırtlak, boğaz
(Abgrund) uçurum
kopf m an. farenks, yutak

SCHLUPFLOCH : German Turkish

n l. (tür ßienen, Tauben usw.) arıkovanının (bzw. güvercinliğin) girip çıkma deliği
fiğ. (Zufluchts-ort) sığınak, barınak, melce, ilticagah
(Versteck) yatak

SCHLUPFWESPE : German Turkish

tırtırsineği
winkel m l. tenha yer; haydut (od. hırsız) yatağı (od. ini)
s. SchlupfIoch (2)

SCHLURFEN : German Turkish

(nordd.) şıp şıp yürümek

SCHLUß : German Turkish

m l. son, nihayet, hitam, intiha
(ßeendigung) kapanma, kapanış
(-folgerung) istihraç, istintaç, vargı, kanıt; neticei istidlal; kıyas, tasım
(Ausruf) Paydos! ~ machen l. bşi bitirmek; bşe son vermek
(mit der Arbeit) paydos yapmak
(m. dem Rauchen) tütünü bırakmak; Nün aber ~/ Yeter artık! ~ folgt. Sonu var. aus et. Schlüsse ziehen bşden neticeler (od. sonuçlar) çıkarmak; zum ^ nihayet; son sonunda
abrechnung / H dekont
akt m l. Th. son perde
fiğ. son
bemerkung/ nihai mütalaa; son söz

SCHLUßFEIER : German Turkish

(Schule) diploma tevzii töreni
folgerung f s. SchluR (3). 2folgern netice (od. hüküm) çıkarmak; istintaç (istidlal, kıyas) etm.
formel/(im ßrief) mektup sonu; tahiyyat formülü •ehlüssig l. (entschlossen) karar vermiş; kararlaştırmış (olan)
(zwingend) susturucu; iskat edici; mukni, mantıki; sich — werden (bir) karara varmak

SCHLUßKETTE : German Turkish

loğ. çoktasım; kıyasatı müselsele
Hcht n \\. arka feneri
F hum. (letzter) dümen neferi
note / H bordro
notlerung/^/ (ßörse) kapanış rayici
perle /(e-r Gebetskette) tepelik
prüfung /nihai imtihan
punkt m e-n ~ setzen (unter et.) bşi kapatmak
rechnung / üçlü (od. basit selase) kaidesi
runde/(Sport) final; son ravnt; nihai devre; Teiinehmer m an der — (Sport) soncu, finalist
satz m l. son cümle
muş. final; son muvman
loğ. tali had; sonurtu; neticei istidlal; vargı
stein m l. arch. kemer (anahtar, kilit) taşı
fiğ. (Vollendung) ikmal, bitirme, son
strich m: e-n ~ unter et. ziehen fiğ. bahsi kapatmak; bşin sonunu getirmek; bşe nihayet vermek-verkauf m mevsim sonu satışı
wort n son söz, hatime; Th. bitiş sözleri; epilog; sondeyiş; bağlak
szene / Th. oyunun son sahnesi; bitiş

SCHLÄCHTER : German Turkish

m \\. kasap
fiğ. katliam yapan
el / l. kasap dükkanı
fiğ. katliam

SCHLÄFCHEN : German Turkish

n hafif uyku; uyuklama, şekerleme; ein ~ machen (od. halten) uyku kestirmek; şekeriemeye varmak