Germany
Germany
BLAUER FLECK : German Turkish
morartı, çürük, ezik, morarmış yer
BLAULICHT : German Turkish
[das] yanıp sönen mavi ışık
BLAUMACHEN : German Turkish
kaytarmak, çalışmamak, işten kaçmak
BLAUSTRUMPF : German Turkish
[der] entel kadın
BLAUÄUGIG : German Turkish
mavi gözlü
BLAß : German Turkish
" solgun, uçuk; beti benzi sararmış"
BLAß WERDEN : German Turkish
sararmak
BLECH : German Turkish
" [das] teneke; sac; madeni levha; zırva, saçma, laf"
BLECHBÜCHSE : German Turkish
[die] teneke kutu
BLECHDOSE : German Turkish
[die] teneke kutu
BLECHEN : German Turkish
ödemek, bayılmak, sökülmek
BLECHSCHADEN : German Turkish
[der] karoseri hasarı
BLEI : German Turkish
[das] kurşun
BLEIBEN : German Turkish
kalmak
BLEIBEN LASSEN : German Turkish
yapmamak, bırakmak, el sürmemek
BLEIBEN SIE GESUND! : German Turkish
esen kalın!
BLEIBEND : German Turkish
sürekli, kalıcı, devamlı
BLEIBENLASSEN : German Turkish
karışmamak, olduğu gibi bırakmak
BLEICH : German Turkish
eti benzi uçmuş
BLEICHEN : German Turkish
eyazlatmak, ağartmak
BLEIERN : German Turkish
kurşun
BLEISTIFT : German Turkish
[der] kurşunkalem
BLEISTIFTSPITZER : German Turkish
[der] kalemtıraş
BLENDE : German Turkish
[die] diyafram
BLENDEN : German Turkish
" göz almak, göz kamaştırmak; göz bağlamak, göz boyamak, aldatmak"
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani