Multilingual Turkish Dictionary

Germany

Germany
WEISE : German Turkish

ilge

WEISEN : German Turkish

göstermek, işaret etmek

WEISHEIT : German Turkish

[die] bilgelik, hikmet

WEISHEITSZAHN : German Turkish

[der] akıldişi, yirmi yaş dişi, yirmilik diş

WEISUNG : German Turkish

[die] direktif, talimat, emir

WEIT : German Turkish

" geniş, enli, uzun; uzak, ırak"

WEIT ENTFERNT : German Turkish

çok uzakta

WEIT UND BREIT : German Turkish

her yerde

WEITAUS : German Turkish

çok daha

WEITBLICKEND : German Turkish

ileriyi gören, sağgörülü, basiretli

WEITE : German Turkish

" [die] genişlik; uzunluk; uzaklık, mesafe"

WEITEN : German Turkish

genişletmek

WEITER : German Turkish

" daha geniş; daha uzak; daha uzun; diğer, başka, öteki"

WEITER NICHTS : German Turkish

aşka hiçbir şey

WEITER NIEMAND : German Turkish

aşka hiç kimse

WEITERARBEITEN : German Turkish

çalışmaya devam etmek

WEITERBILDEN : German Turkish

geliştirmek

WEITERFAHRT : German Turkish

[die] taşıtla yola devam etme

WEITERGEHEN : German Turkish

" ilerlemek; sürmek, devam etmek"

WEITERHIN : German Turkish

undan başka, ayrıca

WEITERLEITEN : German Turkish

göndermek, havale etmek

WEITERMACHEN : German Turkish

devam etmek

WEITERREISEN : German Turkish

yolculuğa devam etmek

WEITGEHEND : German Turkish

" geniş, kapsamlı; geniş ölçüde, büyük ölçüde"

WEITLÄUFIG : German Turkish

" (bina) geniş, han gibi; (açıklama) ayrıntılı, teferruatlı; (akraba) uzak"