Multilingual Turkish Dictionary

Germany

Germany
PLANLOS : German Turkish

l. plansiz
(aufs Geratewohl) rasgele, gelisigüzel Slosigkelt / plansizlik
mäßig l. planli; plan mucibince; plana uygun; sistemli
(regelmäßig) usulü dairesinde; intizamli, muntazam
(Beamter) asaleten 2mäßigkeit/ planlilik

PLANSCH PLANSCH : German Turkish

! cipi cipi!

PLANSCHBECKEN : German Turkish

n (für Kinder) sig olan egience havuzu °en su ile oynamak; suyun icinde cirpinmak

PLANSCHIEßEN : German Turkish

n mil. plan atlsi
skizze / plan relövesi
Spiegel m duz (od. müstevi) ayna

PLANTAGE : German Turkish

mezraa, ocak, plantasyon

PLANUM : German Turkish

n sahanlik

PLANUNG : German Turkish

planlama
s.amt n planlama dairesi

PLANVOLL : German Turkish

planli, sistemli, metotlu ^wage^ m üstü örtülü araba veya vagon Swirtschaft/planli ekonomi; plancilik, güdümcülük

PLAPPERMÄULCHEN : German Turkish

n dilli dudük °n l. gevezelik etm., sacmalamak, gidaklamak
mel. dudu gibt konusmak; zu ^ beginnen (Kleinkind) dillenmek 9nd: lustig ^ sakrak

PLASMA : German Turkish

n biol. plazma; maddei musavvirei müsekkile
o.lyse / biol. plazma bozulumu; inhiläli plazmai-odium n med. sitma asalagi (od. paraziti)

PLASTIK : German Turkish

l. (Bildhauerei) heykeltiraslik; plastik sanat
(Skulptur) heykel, nakir
techn. med. plastik
Hin n (Knetmasse) plastilin ^^sch l. plastik
fig. canli; eile tutulabilirmis gihi;
e Wirkung phot. rölyef;
e Wiedergabe (Film) anaglif;
er Film üc buutlu filim

PLASTRON : German Turkish

m, n l. fr. zirhil gögüslük
(beim Fechten) gögüslük
(breite Schleife) fiyonga, plastron
(an Damenkleid) plastron

PLATANAZEEN : German Turkish

pl. bot. cinargiller, delbiye
efbot. cinar a^aci
en.Wäldchen n cmarlik

PLATEAU : German Turkish

n yayia, plato

PLATI : German Turkish

n. pr. (bei Istanbul) Yassiada

PLATIN : German Turkish

n platin
draht m platin tel
fuchs m rönar platin ^halt^g platinli 9ieren platinlemek

PLATO : German Turkish

n. pr. Platon, Eflatun ^nisch platonik, eflatum;
t Liebe platonik ask; göz sevdasi

PLATSCH : German Turkish

! Int. sappadaki sof! loppadak! sarkadak!
en sap (od. sak) etm

PLATT : German Turkish

l. duz, yassi, müstevi, pat, basik
(nichtssagend) adi, müptezel, beylik (laf). basmakahp
F (erstaunt) müte-hayyir, saskin, aliklasmis; ^ auf den Bauch fallen yüzüstü düsmek; ^ auf dem Bauch yüzükoyun

PLATTDEUTSCH : German Turkish

s. Niederdeutsch

PLATTE : German Turkish

l, levha, plaka, sac
F (Glatze) patel
(Schale) plak, disk
(SteinQ) döseme (od. Malta) tasi
phot. cam levha
(TischQ) masa tahtasi
(Fliese) cini, fayans
(Tablett) tepsi, tabia; (großes) sini
(Speise) bir tabak yemek; die ^ putzen F temize havale etm. (V); auf ^ aufnehmen plaga almak

PLATTENBELAG : German Turkish

m karelaj
Jockey m disk cokey
Spieler m radyogramofon, pikap

PLATTERBSE : German Turkish

^, burcak; her dem taze bezelye

PLATTERDINGS : German Turkish

z. va. mutlaka, behemehal, tamamen

PLATTMASCHINE : German Turkish

kumas mengenesi
wasche / ütülenecek camasir