Multilingual Turkish Dictionary Turkish To English

YÜRÜYÜŞ MARATONU : Turkish English

n. walkathon

YÜRÜYÜŞ YANINDA MI : Turkish English

Is it close enough to walk

YÜRÜYÜŞ YAPMAK : Turkish English

v. have a walk

YÜRÜYÜŞ YAPMAK İSTER MİSİNİZ : Turkish English

Would you like to go for a walk

YÜRÜYÜŞ YAPTIRMAK : Turkish English

v. march

YÜRÜYÜŞ YOLU : Turkish English

n. walk

YÜRÜYÜŞE GEÇİRMEK : Turkish English

v. route

YÜRÜYÜŞE KATILAN KİMSE : Turkish English

n. marcher

YÜRÜYÜŞE ÇIKARMAK : Turkish English

v. walk, take smb. for a walk, walk out

YÜRÜYÜŞE ÇIKMAK : Turkish English

strech one's legs

YÜRÜYÜŞÇÜ : Turkish English

n. walker

YÜZ : Turkish English

adj. facial, obverse

YÜZ : Turkish English

n. cast of features, countenance, dial, face, front, frontispiece, kisser, mien, obverse, phiz, physiognomy, puss, snoot, visage

YÜZ : Turkish English

n. hundred

YÜZ : Turkish English

pref. hecto

YÜZ : Turkish English

n. c

YÜZ BAKIMI : Turkish English

n. facial

YÜZ BAKIMI YAPTIRMAK İSTİYORUM. : Turkish English

I would like to have a facial

YÜZ BİN : Turkish English

n. lac

YÜZ BURUŞTURMA : Turkish English

n. grimace, mop

YÜZ DERECEYE BÖLÜNMÜŞ : Turkish English

adj. centigrade

YÜZ DOLAR : Turkish English

n. century

YÜZ DOLARLIK BANKNOT : Turkish English

n. c

YÜZ ELLİNCİ YILDÖNÜMÜ : Turkish English

n. sesquicentennial

YÜZ GERDİRME : Turkish English

n. face lifting