Multilingual Turkish Dictionary

Turkish

Turkish
ŞİSI' : Ottoman Turkish

Büyük ve çok mal. * Dar yer. Bir yerin uç tarafı. * Nalın kayışı. * Bir malı dikkatle bekleyip koruyan

ŞİT : Ottoman Turkish

Hz. Âdem'in (A.S.) oğullarından ve ondan sonra peygamber olan zât olup kendisine 50 sayfalık kitab nâzil olmuştur. Kâbe-i Mükerreme'yi ilk önce taştan bina eden zât olduğu Kısas-ı Enbiya'da mezkûrdur

ŞİTA : Ottoman Turkish

Kış. Senenin soğuk mevsimi

ŞİTAB : Ottoman Turkish

f. (Şitâften: Koşmak fiilinin kökü) Seğirtmek, koşmak. Çabukluk, acele etmek

ŞİTAÎ : Ottoman Turkish

(Şitâiye) Kışa ait. Kışlık. Kışa dair

ŞİTEVÎ : Ottoman Turkish

(Şiteviyye) Kışa ait. Kış mevsimiyle ilgili. * Kış sebzesi, kışlık sebze

ŞİVA' : Ottoman Turkish

Kebap

ŞİVAL : Ottoman Turkish

Az şey

ŞİVAR : Ottoman Turkish

Meşveret etmek, konuşmak, istişâre etmek, danışmak

ŞİVAZ : Ottoman Turkish

Dumansız ateş. * Susamak. (Bak: Şuvaz)

ŞİVE : Ottoman Turkish

Söyleyiş. Tarz. Ağız. Üslub. * Eda. Naz

ŞİVEBÂZ : Ottoman Turkish

f. Cilveli, şive ve naz eden

ŞİVEKÂR : Ottoman Turkish

f. İşveli, şiveli, cilveli

ŞİVEN : Ottoman Turkish

f. İnleme, sızlanma. * Mâtem, yas

ŞİYA' : Ottoman Turkish

Zahir olmak, görünmek. * Çobanın kavalından çıkan ses. * Odun takıltısı

ŞİYAM : Ottoman Turkish

Yerden kazılan toprak

ŞİYAT : Ottoman Turkish

Yanmış yün ve pamuk kokusu

ŞİYEM : Ottoman Turkish

(Şime. C.) Huylar, tabiatlar

ŞİZ : Ottoman Turkish

Abnus ağacı

ŞİZAF : Ottoman Turkish

Katılık, sertlik

ŞİÎ : Ottoman Turkish

Hazreti Aliye aşırı taraftarlık gösteren kimse

ŞİŞE : Ottoman Turkish

Camdan yapılmış ağzı dar uzunca kap. Lâmbaya geçirilen camdan küçük baca. * Çeşitli maksatlarla çakılan çıta

ŞİŞEHANE : Ottoman Turkish

Şişe yapılan yer

ŞİŞHANE : Ottoman Turkish

(Aslı: Şeşhane) Eskiden kullanılan namlusu altı yivli tüfek. * İstanbul'da bir semt adı

ŞU'BE : Ottoman Turkish

Bölük, bölüm. * Dal, budak. * İkinci derecedeki kollar. Kol