Turkish
HÜNGÜRTÜ : Turkish Turkish
hüngürderken çıkan ses
HUNHAR : Turkish Turkish
kana susamış, kan dökücü
HUNHARCA : Turkish Turkish
zalimce, gaddarca
HUNHARLIK : Turkish Turkish
zalimlik, gaddarlık
HUNİ : Turkish Turkish
ir sıvıyı ağzı dar bir kaba aktarmak için kullanılan bir yanı geniş, bir yanı dar araç
HÜNKÂR : Turkish Turkish
osmanlılarda yalnız padişahlar için kullanılan bir san
HÜNKÂRBEĞENDİ : Turkish Turkish
üzerine salçalı et konan patlıcan ezmesi
HUNNAK, -KI : Turkish Turkish
oğak, °anjin
HÜNNAP : Turkish Turkish
hünnapgillerin örnek bitkisi, çiğde (zizyphus sativa)
HÜNNAP : Turkish Turkish
u bitkinin kırmızı kabuklu, zeytin büyüklüğündeki meyvesi
HÜNNAPGİLLER : Turkish Turkish
ayrı taçyapraklı ikiçenekllierden, örneği hünnap olan ve sıcak ülkelerde yetişen bir bitki familyası
HUNRİZ : Turkish Turkish
kan dökücü, kanlı
HÜNSA : Turkish Turkish
erdişi, °hermafrodit
HÜR : Turkish Turkish
özgür
HÜR TEŞEBBÜS : Turkish Turkish
özel girişim
HURA : Turkish Turkish
- hurra
HURAFE : Turkish Turkish
oş inanç, batıl inanç
HURÇ : Turkish Turkish
yorgan, yastık, giyecek vb. koymaya yarayan kumaştan yapılmış özel çanta
HURDA : Turkish Turkish
parçalanmış, döküntü durumuna gelmiş
HURDA : Turkish Turkish
ışe yarayamayacak derecede bozulup sakatlanmış, zarar görmüş
HURDA : Turkish Turkish
eski, bozuk araç gereç ya da hammadde parçaları
HURDACI : Turkish Turkish
hurda alıp satan kimse
HURDACI : Turkish Turkish
gereksiz, eski eşyaları elden çıkaramayan
HURDACILIK : Turkish Turkish
hurdacının işi
HURDACILIK : Turkish Turkish
gereksiz, eski eşyaları elden çıkaramama
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani