Multilingual Turkish Dictionary

Turkish

Turkish
HUMBARA : Turkish Turkish

demir ya da tunçtan dökülmüş, yuvarlak ve boş olan içine patlayıcı maddeler doldurulup havan topu ya da elle atılan yuvarlak bir tür bomba, kumbara

HUMBARA OCAĞI : Turkish Turkish

yeniçeri örgütünde humbara yapan ya da savaşta humbara kullanan bölük

HUMBARACI : Turkish Turkish

humbara kullanan asker kumbaracı

HUMBARAHANE : Turkish Turkish

humbara yapılan fabrika, kumbarahane

HUMBARAHANE : Turkish Turkish

humbaracı yetiştirmek amacıyla 1739'da açılan ilk türk askeri okullarından biri

HUMMA : Turkish Turkish

sıtma, sıtma nöbeti

HUMMA : Turkish Turkish

ateşli sayrılık

HUMMA : Turkish Turkish

ateş, hırs

HUMMALI : Turkish Turkish

humması olan

HUMMALI : Turkish Turkish

sürekli, sıkı, yoğun, hararetli

HUMUS : Turkish Turkish

itkilerin çürümesiyle oluşan koyu renkte organik öz

HUMUS, -MSU : Turkish Turkish

tahin, limon suyu, zeytinyağı, sarmısak ve baharatla hazırlanan nohut ezmesi

HUMUSÇU : Turkish Turkish

humuslu toprakta, ölü yaprakta yaşayan (organizma)

HUMUSLAŞMA : Turkish Turkish

toprağa bitki döküntüleri biçiminde karışan taze organik maddelerin kimyasal, biyolojik dönüşümü

HUMUSLU : Turkish Turkish

humus bakımından zengin

HÜNER : Turkish Turkish

eceri isteyen ustalık, beceriklilik

HÜNER GÖSTERMEK : Turkish Turkish

ecerisini, ustalığını ortaya koymak

HÜNER GÖSTERMEK : Turkish Turkish

herkesin yapamayacağı bir işi yapmak

HÜNERLİ : Turkish Turkish

hüneri olan, elinden iş gelen

HÜNERLİ : Turkish Turkish

hünerle yapılan (şey)

HÜNERSİZ : Turkish Turkish

hüneri olmayan, elinden iş gelmeyen

HÜNERSİZ : Turkish Turkish

hünerle yapılmayan, hüner istemeyen (şey)

HÜNGÜR HÜNGÜR : Turkish Turkish

yüksek sesle ve hıçkıra hıçkıra

HÜNGÜRDEMEK : Turkish Turkish

yüksek sesle ve hıçkırarak ağlamak