Turkish
İDARE ETMEK : Turkish Turkish
yönetmek, çekip çevirmek
İDARE ETMEK : Turkish Turkish
tutumlu kullanmak
İDARE ETMEK : Turkish Turkish
yetmek, yetişmek
İDARE ETMEK : Turkish Turkish
(alışverişte) elvermek, yeterli olmak, kurtarmak
İDARE ETMEK : Turkish Turkish
göz yummak, hoş görmek
İDARE ETMEK : Turkish Turkish
örtbas etmek
İDARE KANDİLİ ( YA DA LAMBASI) : Turkish Turkish
küçük gaz lambası
İDARECE : Turkish Turkish
ıdare yönünden, idare tarafından
İDARECİ : Turkish Turkish
yönetici
İDARECİ : Turkish Turkish
ıdare eden, hoşgörülü
İDARECİ : Turkish Turkish
ecerikli, tutumlu
İDARECİLİK : Turkish Turkish
ıdareci olma durumu
İDARECİLİK : Turkish Turkish
ıdarecinin görevi, yöneticilik
İDAREHANE : Turkish Turkish
gazete, dergi gibi yayım kurumlarında yazı işlerine bakılan yer, yönetim yeri
İDAREHANE : Turkish Turkish
ir işi ya da kuruluşu yönetenlerin bulundukları yer, büro, ofis
İDAREİMASLAHAT ETMEK : Turkish Turkish
ir işi gelişigüzel yapmak
İDAREİMASLAHAT POLİTİKASI : Turkish Turkish
ir işi oluruna bırakma tutumu
İDAREİMASLAHAT, -TI : Turkish Turkish
ir işi, gerektiği gibi değil de günün koşullarına göre yapma; işi oluruna bırakma
İDAREİMASLAHATÇI : Turkish Turkish
ir işi sağlam bir temele oturtmadan o günün koşullarına göre yapan (kimse)
İDAREİMASLAHATÇILIK : Turkish Turkish
ıdareimaslahatçı olma durumu
İDARELİ : Turkish Turkish
yönetmesini bilen, iyi yöneten
İDARELİ : Turkish Turkish
tutumlu
İDARELİ : Turkish Turkish
tutuma elverişli, ekonomik
İDARESİNİ BİLMEK : Turkish Turkish
yerine göre harcamak, tutumlu davranmak
İDARESİZ : Turkish Turkish
yönetmesini bilmeyen, gevşek, beceriksiz (kimse)
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani