Multilingual Turkish Dictionary

Turkish

Turkish
SALHANE : Turkish Turkish Hukuk

Kasaplık hayvanların kesildiği yer; mezbahane

SALMA : Turkish Turkish Hukuk

Köy gelirlerinden olup ayni veya nakdi alınan gelir

SALNAME : Turkish Turkish Hukuk

Yıllık, yıldan yıla çıkartılan dergi; toplu yapıt, v.s

SALT : Turkish Turkish Hukuk

Mutlak, yalnız, sırf; içine başka şey karışmamış

SALT ÇOĞUNLUK : Turkish Turkish Hukuk

Yarıdan bir fazla çoğunluk

SALTIK : Turkish Turkish Hukuk

Hiçbir şarta ve sınırlamaya bağlı olmayan, mutlak

SALVO : Turkish Turkish Hukuk

Yaylım ateş

SALİB : Turkish Turkish Hukuk

Haç; kapıp götüren, ortadan kaldıran, yokeden, inkar eden, olumsuzlaştıran

SALİH : Turkish Turkish Hukuk

Elverişli

SALİSEN : Turkish Turkish Hukuk

Üçüncü olarak

SAMED : Turkish Turkish Hukuk

Ulu ve sonsuzdan gelip sonsuza giden ve hiçbirşeye ihtiyacı olmayan; tanrı

SAMİ : Turkish Turkish Hukuk

Nuh'un oğlu sam'dan geldiklerine inanan kavimler topluluğu

SAMİNEN : Turkish Turkish Hukuk

Sekizinci olarak

SAMİİN : Turkish Turkish Hukuk

Dinleyenler, dinleyiciler

SANATORYUM : Turkish Turkish Hukuk

Veremlilerle hastalığı uzun sürenlere bakılan sağlık kurulu şu

SANAYİİ NARİYE : Turkish Turkish Hukuk

Yakıcı maddelerle ilgili endüstri

SANAYİİ NEFİSE : Turkish Turkish Hukuk

Güzel sanatlar

SANCAK : Turkish Turkish Hukuk

Çoğunlukla askeri birliklere verilen işlemeli yazılı bayrak

SANCAK BERATI : Turkish Turkish Hukuk

Geminin hangi devlet bayrağı (sancağı) altında olduğunu belirtir belge

SANCAK GEMİSI : Turkish Turkish Hukuk

Deniz komutanlarının gemisi

SANDUKA : Turkish Turkish Hukuk

Sembolik tabut; bazı ulusların mezarları üzerinde bulunan sembolik tabut

SANDUKİ : Turkish Turkish Hukuk

Veznedar

SANİ : Turkish Turkish Hukuk

Yapan, yaratan, ortaya çıkaran

SANİA : Turkish Turkish Hukuk

Düzme, uydurma, tuzak, hile

SANİYEN : Turkish Turkish Hukuk

İkinci olarak