Multilingual Turkish Dictionary

Turkish

Turkish
KISTIRMA : Turkish Turkish

kıstırmak eylemi

KISTIRMAK : Turkish Turkish

ıki şey arasında bırakarak sıkıştırmak

KISTIRMAK : Turkish Turkish

kaçamayacak bir duruma getirmek

KİSTLEŞME : Turkish Turkish

kistleşmek eylemi

KİSTLEŞMEK : Turkish Turkish

yabancı bir cisim ya da patolojik bir urun çevresinde katılgan doku sertleşmek

KİSVE : Turkish Turkish

kılık, kıyafet

KİSVE : Turkish Turkish

hacıların kâbe'de giydikleri beyaz üstlük

KİSVESİ ALTINDA : Turkish Turkish

herhangi bir nitelikte ya da biçimde

KIT KANAAT : Turkish Turkish

yoksulluk içinde ve güçlükle

KIT, -TI : Turkish Turkish

gereksinmeye yetmeyecek kadar az, "bol" karşıtı

KIT, -TI : Turkish Turkish

(duygu, söz vb. için) az

KITA : Turkish Turkish

anakara

KITA : Turkish Turkish

silahlı ya da silahsız erlerin, bir komutanın buyuruğunda bir araya gelmesinden oluşan birlik

KITA : Turkish Turkish

dörtlük

KITA : Turkish Turkish

parça, tane

KITA SAHANLIĞI : Turkish Turkish

karaları çevreleyen ve karalardan sayılan
200 metre derinliğe kadar olan sığ deniz dipleri

KITA SAHANLIĞI : Turkish Turkish

ülke kıyılarına bitişik olan ve
200 metre derinliğe ya da bu sınırın ötesindeki su derinliğinin doğal kaynaklarının işletilmesine elverişli olduğu noktaya kadar, karasularının dışında kalan denizaltı bölgelerinin deniz yatağı ve toprakaltı kesiminin tümü

KITAAT, -TI : Turkish Turkish

anakaralar, kıtalar

KITAAT, -TI : Turkish Turkish

asker birlikleri

KİTABE : Turkish Turkish

yazıt

KİTABET, -Tİ : Turkish Turkish

yazmanlık, °kâtiplik

KİTABET, -Tİ : Turkish Turkish

kompozisyon, °tahrir

KİTABEVİ, -Nİ : Turkish Turkish

kitap satılan yer, kitapçı dükkânı

KİTABİ : Turkish Turkish

kitapla ilgili; kitaba uygun

KİTABİ : Turkish Turkish

yalnızca kitaplardan edinilen, yaşantı payı olmayan