Multilingual Turkish Dictionary

Turkish

Turkish
KÖMÜRLÜK : Turkish Turkish

kömür saklanan ya da konan yer

KÖMÜŞ : Turkish Turkish

manda

KOMUT VERMEK : Turkish Turkish

herhangi bir davranış, eylem vb. için buyrukta bulunmak

KOMUT, -TU : Turkish Turkish

askerlere, izcilere, öğrencilere jimnastik çalışmalarında ya da bir tören sırasında bir durumdan başka bir duruma geçmeleri için verilen buyruk, °emir

KOMUT, -TU : Turkish Turkish

ilgisayara yürütülecek temel bir eylemi bildiren sayısal bilgi

KOMUTA : Turkish Turkish

askeri birliği ve onunla ilgili işleri yönetme görevi, °kumanda

KOMUTA ETMEK : Turkish Turkish

(askerlikte) yönetmek, °kumanda etmek

KOMUTAN : Turkish Turkish

ir asker topluluğunun başı, °kumandan

KOMUTANLIK : Turkish Turkish

komutanın görevi ya da orunu, kumandanlık

KOMÜTATÖR : Turkish Turkish

ir elektrik akımının yönünü değiştirmeye yarayan aygıt, çevirici

KOMUTMAK : Turkish Turkish

davrandırmak, harekete geçirmek

KONA GÖÇE : Turkish Turkish

dura kalka

KONAK : Turkish Turkish

üyük ve görkemli ev

KONAK : Turkish Turkish

hükümet işlerinin görüldüğü yapı

KONAK : Turkish Turkish

yolculukta geceyi geçirmek için inilen, konaklanılan yer

KONAK : Turkish Turkish

araba ya da hayvanla bir günde alınan yol

KONAK : Turkish Turkish

konakçı

KONAK : Turkish Turkish

kundak çocuklarının tepelerinde görülen kepek tabakası

KONAK GİBİ : Turkish Turkish

üyük ve gösterişli (ev)

KONAK VERMEK : Turkish Turkish

ir yerde konaklamak

KONAK YAVRUSU : Turkish Turkish

konağı andıran ev

KONAKÇI : Turkish Turkish

toplu olarak yapılan yolculukta konak yeri sağlamakla görevli kimse

KONAKÇI : Turkish Turkish

sefere çıkan, askerlerin önünden gidip konak yeri sağlamakla görevli subay

KONAKÇI : Turkish Turkish

asalağın erginini ya da gelişim evrelerinden herhangi birini taşıyan canlı, konak

KONAKLAMA : Turkish Turkish

konaklamak eylemi