Multilingual Turkish Dictionary

Turkish

Turkish
KONAKLAMAK : Turkish Turkish

yolculuk sırasında bir yerde kalıp geceyi geçirmek

KONAKLANMAK : Turkish Turkish

yolculuk sırasında bir yerde gecelemek

KONAKLANMAK : Turkish Turkish

ir yerde kısa süre dinlenmek

KONAKLANMAK : Turkish Turkish

ir yerde kısa süreli yerleşmek

KONAKLIK : Turkish Turkish

konaklamaya uygun yer

KONAKLIK : Turkish Turkish

ir günde alınan yol uzaklığında

KONALGA : Turkish Turkish

göçebe ve yolcuların yolculuk ya da göç sırasında konakladıkları yer

KONARGÖÇER : Turkish Turkish

göçebe bir yaşam süren, sürekli bir yere yerleşmeyen (aşiret, oba vb.)

KONÇ : Turkish Turkish

ayağa giyilen şeylerde ayak bileğinden baldıra doğru olan bölüm

KONÇ : Turkish Turkish

ıçinde çikolata hamurunun yoğrulduğu tekneden oluşan aygıt

KÖNÇEK : Turkish Turkish

uzun paçalı don

KONÇERTO : Turkish Turkish

genellikle tek çalgı için orkestra eşliğinde yazılmış beste

KONÇİNA : Turkish Turkish

oyun kâğıtlarında ikiliden altılıya kadar olan kâğıtlar

KONÇLAMAK : Turkish Turkish

çikolata hamurunu konç aracılığıyla yoğurmak

KONÇLU : Turkish Turkish

koncu olan

KONÇSUZ : Turkish Turkish

koncu olmayan ya da koncu kısa olan

KONDANSATÖR : Turkish Turkish

yoğunlaç

KONDİSYON : Turkish Turkish

"koşul, durum" anlamlarında kimi terimlerde kullanılır

KONDİSYON : Turkish Turkish

fiziksel ve ruhsal bakımdan bir sporcunun durumu

KONDİSYON ALETİ : Turkish Turkish

kondisyonu sağlamada kullanılan araç

KONDOR : Turkish Turkish

ıri, siyah beyaz tüylü başıyla boynu çıplak, yırtıcı kuş

KONDU : Turkish Turkish

"gecekondu" sözcüğünün kısa biçimi

KONDÜKTÖR : Turkish Turkish

yolcu trenlerinde biletleri denetleyen ve vagon işlerine bakan görevli

KONDÜKTÖRLÜK : Turkish Turkish

kondüktör olma durumu ya da kondüktörün görevi

KONDURMA : Turkish Turkish

kondurmak eylemi