Multilingual Turkish Dictionary

Turkish

Turkish
KONMAK, -AR : Turkish Turkish

ir şeyi emeksiz edinmek

KONMAK, -UR : Turkish Turkish

koymak eylemi yapılmak

KONSA : Turkish Turkish

taşlık, katı

KONSANTRASYON : Turkish Turkish

dikkati bir noktada toplama, yoğunlaştırma

KONSANTRASYON : Turkish Turkish

derişme

KONSANTRE : Turkish Turkish

yoğunlaştırılmış, yoğun

KONSANTRE : Turkish Turkish

derişik

KONSANTRE ETMEK ( YA DA OLMAK) : Turkish Turkish

düşünceyi, duyguyu, gücü bir noktada toplamak

KONSENSÜS : Turkish Turkish

uzlaşım

KONSEPT : Turkish Turkish

kavram

KONSEPTUALİZM : Turkish Turkish

kavramcılık

KONSER : Turkish Turkish

dinleti

KONSER : Turkish Turkish

sürekli gürültü

KONSER VERMEK : Turkish Turkish

dinleyicilere, müzik yapıtlarını çalmak ya da söylemek

KONSERVATUVAR : Turkish Turkish

müzik, tiyatro ve bale öğretiminin yapıldığı okul

KONSERVE : Turkish Turkish

(yiyecek için) isıyla sterilize edilerek uzun zaman saklanabilecek biçimde kutulanan

KONSERVE : Turkish Turkish

u yolla hazırlanmış besin maddesi

KONSERVECİLİK : Turkish Turkish

konserve yapma ya da satma işi

KONSEY : Turkish Turkish

yönetim görevi yüklenmiş kimselerden oluşmuş topluluk

KONSEY : Turkish Turkish

kimi sorunları görüşüp tartışmak için toplanan meclis

KONŞİMENTO : Turkish Turkish

taşınmak için gemiye teslim edilen bir mala karşılık olarak verilen alındı

KONSOL : Turkish Turkish

duvar kenarına yerleştirilen, üstüne ayna ve başka süs eşyası konulan, çekmeceli yüksek mobilya

KONSOL : Turkish Turkish

yalnız bir yanındaki dayanak tarafından taşınan, diğer bölümleri boşlukta olan yatay yapı öğesi

KONSOL SAATİ : Turkish Turkish

konsol gibi düz yerlere oturtulacak biçimde yapılmış saat

KONSOLİDASYON : Turkish Turkish

ir borcun vadesini uzatma