Multilingual Turkish Dictionary

Turkish

Turkish
KUSUR : Turkish Turkish

ir şeyden artan kısım, üst, °küsur

KÜSUR : Turkish Turkish

artan bölümler, geriye kalan bölümler, kesirler

KÜSUR : Turkish Turkish

tamsayıdan sonra gelen kesirli sayı

KUSUR BULMAK : Turkish Turkish

ir şeyin özrünü ayrımsamak

KUSUR BULMAK : Turkish Turkish

gereğinden çok titiz ve hoşgörüsüz davranmak

KUSUR ETMEK : Turkish Turkish

hoş karşılanmayacak bir davranışta bulunmak

KUSUR İŞLEMEK : Turkish Turkish

yanlış davranışta bulunmak

KUSURA BAKMAMAK ( YA DA KALMAMAK) : Turkish Turkish

hoş görmek

KÜSURAT : Turkish Turkish

artan, geriye kalan parçalar, kesirler, °küsur: küsuratı hesaba katmalıyım

KUSURLU : Turkish Turkish

kusuru olan

KUSURLULUK : Turkish Turkish

kusurlu olma durumu

KUSURSUZ : Turkish Turkish

kusuru olmayan, °mükemmel

KUSURSUZLUK : Turkish Turkish

kusursuz olma durumu

KÜSÜŞMEK : Turkish Turkish

irbirine küsmek, karşılıklı darılmak

KUŞÜZÜMÜ, -NÜ : Turkish Turkish

siyah, çok ufak taneli çekirdeksiz bir üzüm çeşidi

KUŞYEMİ, -Nİ : Turkish Turkish

uğdaygillerden, durgun sularda yetişen bir bitki (phalaris canariensis)

KUŞYEMİ, -Nİ : Turkish Turkish

u bitkinin taneleri

KÜT : Turkish Turkish

tahta gibi katı şeylere vurulduğunda çıkan sesi anlatır

KÜT KÜT : Turkish Turkish

üst üste küt sesi çıkararak

KUT, -TU : Turkish Turkish

uğur, °baht, °talih

KUT, -TU : Turkish Turkish

mutluluk

KÜT, -TÜ : Turkish Turkish

kısa ve kalınca; sivri ve uzun olmayan

KÜT, -TÜ : Turkish Turkish

keskin olmayan

KUTAN : Turkish Turkish

üyük pulluk

KÜTİKÜL : Turkish Turkish

yaprakların her iki yüzünde bulunan ve suyu sızdırmadığı için bitkinin kurumasına engel olan ince zar