Multilingual Turkish Dictionary

Turkish

Turkish
KUTU GİBİ : Turkish Turkish

küçük fakat kullanışlı ve şirin

KÜTÜK : Turkish Turkish

kalın ağaç gövdesi

KÜTÜK : Turkish Turkish

kesilmiş ağaç gövdesi

KÜTÜK : Turkish Turkish

kesimden sonra ağaç gövdesinin toprakta kalan bölümü

KÜTÜK : Turkish Turkish

asma fidanı

KÜTÜK : Turkish Turkish

esmi kayıt defteri, ana defter

KÜTÜK GİBİ : Turkish Turkish

çok şişmiş

KÜTÜK GİBİ : Turkish Turkish

çok sarhoş

KÜTÜKE GEÇİRMEK : Turkish Turkish

kütük5 yazmak

KÜTÜKLEŞME : Turkish Turkish

kütükleşmek eylemi

KÜTÜKLEŞMEK : Turkish Turkish

kütük gibi olmak, sertleşmek

KÜTÜKLEŞMEK : Turkish Turkish

sert ve duygusuz bir duruma gelmek

KÜTÜKLÜK : Turkish Turkish

ıçine şarjöre geçirilmiş tüfek fişeği konan ve palaska kayışına geçirilen kösele çanta, fişeklik

KUTULAMA : Turkish Turkish

kutulamak eylemi

KUTULAMAK : Turkish Turkish

kutuya yerleştirmek, kutuya koymak

KUTULANMA : Turkish Turkish

kutulanmak eylemi

KUTULANMAK : Turkish Turkish

kutuya yerleştirilmek

KUTUP, -TBU : Turkish Turkish

yeryuvarlağının dönme ekseni üzerindeki iki noktadan her biri

KUTUP, -TBU : Turkish Turkish

irbiriyle karşıt olan şeylerden her biri

KUTUP, -TBU : Turkish Turkish

ir konuda yüksek bilgisi ve yetkisi olan kimse

KUTUP, -TBU : Turkish Turkish

gökküresinin, dolayında döndüğü varsayılan eksenin iki ucundan her biri

KUTUP, -TBU : Turkish Turkish

elektrik akımını oluşturan gerilim ayrılığının en yüksek dereceyi bulduğu iki noktadan her biri

KUTUP, -TBU : Turkish Turkish

ir mıknatıs demirinin iki ucundan her biri

KUTUPENGEL : Turkish Turkish

ir pilde elektromotor kuvveti düşüren polarma olayına karşı gelmek ve elektrik akımının durmasını önlemek için kullanılan (kimyasal maddelerden her biri)

KÜTÜPHANE : Turkish Turkish

kitaplık