Multilingual Turkish Dictionary

Turkish

Turkish
KÜTÜPHANE : Turkish Turkish

kitap satılan dükkân, kitabevi

KÜTÜPHANECİ : Turkish Turkish

kitaplıkta görevli kimse

KÜTÜPHANECİ : Turkish Turkish

kitaplıkbilimci

KÜTÜPHANECİ : Turkish Turkish

kitabevi sahibi, kitapçı

KÜTÜPHANECİLİK : Turkish Turkish

kitaplık görevlisinin işi

KÜTÜPHANECİLİK : Turkish Turkish

kitaplıkbilim

KUTUPLANMA : Turkish Turkish

kutuplanmak eylemi, °polarizasyon

KUTUPLANMAK : Turkish Turkish

ıki kutupta toplanmak

KUTUPLANMAK : Turkish Turkish

(pusula ibresi için) kutba doğru yönelmek

KUTUPLAŞMA : Turkish Turkish

kutuplaşmak eylemi

KUTUPLAŞMAK : Turkish Turkish

(bir topluluk ya da topluluk üyeleri) birbirine karşıt gruplara ayrılmak

KUTUPSAL : Turkish Turkish

kutupla ilgili: kutupsal alan

KUTUPSALLIK : Turkish Turkish

kutupsal olma durumu

KUTUPÜSTÜ : Turkish Turkish

kutup üzerinden geçen hava hattı

KUTUPYILDIZI, -NI : Turkish Turkish

gökküresinin kuzey kutbuna en yakın olan küçükayı denilen takımyıldızın en ucunda bulunan, kuzeyi belirleyen, durağan yıldız, demirkazık

KÜTÜR KÜTÜR : Turkish Turkish

elma, ayva, karpuz gibi gevrek meyveler kesilir ya da ısırılırken çıkan sesi anlatır

KÜTÜR KÜTÜR : Turkish Turkish

u türlü ses çıkaran, taze

KUTUR, -TRU : Turkish Turkish

(daire ve kürede) çap

KUTUR, -TRU : Turkish Turkish

(kimi geometrik şekillerde) köşegen

KÜTÜRDEMEK : Turkish Turkish

kütür kütür diye ses çıkarmak

KÜTÜRDETMEK : Turkish Turkish

kütür kütür diye ses çıkartmak

KÜTÜRTÜ : Turkish Turkish

kütür kütür diye çıkan ses

KUVARS : Turkish Turkish

illurlaşmış silisin doğada çok yaygın bir türü

KUVARSİT, -Tİ : Turkish Turkish

yalnız kuvars tanelerinden bileşik bir kayaç, kumtaşı

KUVARSLI : Turkish Turkish

yapısında bileşiminde kuvars olan