Multilingual Turkish Dictionary

Turkish

Turkish
KÜVET, -Tİ : Turkish Turkish

ıçinde kimi şeyler ya da el yıkanan kap

KÜVET, -Tİ : Turkish Turkish

anyoda içinde yıkanılan tekne

KÜVÖZ : Turkish Turkish

özellikle erken doğmuş ya da yeni doğmuş zayıf, dayanıksız bebeklerin, bulaşıcı hastalıklardan korunması amacıyla yerleştirildiği, belirli sıcaklığı olan aygıt

KUVVE : Turkish Turkish

düşünce, niyet

KUVVE : Turkish Turkish

ir devletin silahlı kuvvetlerinin durumu ya da gücü

KUVVE : Turkish Turkish

yeti

KUVVET ALMAK : Turkish Turkish

herhangi bir yardımla gücü artmak, kuvvetlenmek

KUVVET BULAMAMAK : Turkish Turkish

cesaret edememek

KUVVET ÇİFTİ : Turkish Turkish

irbirine koşut ters yönde ve eşit yeğinlikte iki kuvvetin oluşturduğu kuvvet takımı

KUVVET KOMUTANLARI : Turkish Turkish

kara, deniz ve hava kuvvetleri komutanlarına toplu olarak verilen ad

KUVVET MACUNU : Turkish Turkish

osmanlılarda cinsel gücü artırdığına inanılan ve kimi hastalıkların sağaltımında yararlanılan macun

KUVVET, -Tİ : Turkish Turkish

fiziksel güç, takat

KUVVET, -Tİ : Turkish Turkish

güç, dayanma gücü

KUVVET, -Tİ : Turkish Turkish

şiddet, zor, °cebir

KUVVET, -Tİ : Turkish Turkish

yetke, erk, °nüfuz

KUVVET, -Tİ : Turkish Turkish

dayanıklı olma durumu, °tahammül, °mukavemet

KUVVET, -Tİ : Turkish Turkish

ir niceliğin kendisiyle çarpılarak yükseltildiği derecelerden her biri

KUVVET, -Tİ : Turkish Turkish

ir ülkenin savaşçı silahlı örgütü ya da gücü

KUVVET, -Tİ : Turkish Turkish

dinginliği devime ya da devimi dinginliğe çeviren etken, direnci kıran ya da direnç doğuran özellik

KUVVETLE : Turkish Turkish

güçlü ve sağlam bir biçimde

KUVVETLE : Turkish Turkish

üzerinde durarak, direnerek

KUVVETLENDİRİCİ : Turkish Turkish

gücü artıran, güçlendirici

KUVVETLENDİRİCİ : Turkish Turkish

(fotoğrafçılıkta) negatiflerin güçlendirilmesini sağlayan banyo

KUVVETLENDİRME : Turkish Turkish

kuvvetlendirmek eylemi, güçlendirme

KUVVETLENDİRMEK : Turkish Turkish

güçlenmesini sağlamak, gücünü artırmak, güçlendirmek