Turkish
KUYRUKU KAPANA KISILMAK ( YA DA SIKIŞMAK) : Turkish Turkish
çok zor duruma düşmek
KUYRUKU TİTRETMEK : Turkish Turkish
ölmek
KUYRUKUNU KISMAK : Turkish Turkish
korkup sinmek
KUYRUKYAĞI, -NI : Turkish Turkish
koyun kuyruğunun eritilmesinden elde edilen yağ
KUYTU : Turkish Turkish
issız, sessiz ve göze çarpmayan (yer)
KUYTU : Turkish Turkish
uğrak olmayan, içerlek, sapa (yer)
KUYTU : Turkish Turkish
sessiz, ıssız, tenha yer
KUYTU : Turkish Turkish
gün ışığı almayan
KUYTULUK : Turkish Turkish
kuytu, sessiz yer
KUYU : Turkish Turkish
su katmanına varıncaya değin derinliğine kazılan, genellikle silindir biçiminde, çevresine duvar örülen, suyundan yararlanılan çukur
KUYU : Turkish Turkish
toprağa kazılan derince çukur
KUYU : Turkish Turkish
ıçinden çıkılamayan durum ya da yer
KUYU AÇMAK : Turkish Turkish
kuyu yapmak
KUYU BİLEZİĞİ : Turkish Turkish
su kuyusunun ağzına oturtulan tek parça yontma taş
KUYU FINDIĞI : Turkish Turkish
yeşilken toprağa gömülerek ayrı bir çeşni verilen fındık
KUYU GİBİ : Turkish Turkish
çok derin
KUYU GİBİ : Turkish Turkish
asık ve karanlık yer
KUYUCU : Turkish Turkish
kuyu kazmayı iş edinmiş kimse
KUYUCULUK : Turkish Turkish
kuyucunun işi ya da kuyu kazma işi
KUYUDAT, -TI : Turkish Turkish
(resmi defterdeki) kayıtlar
KUYUM : Turkish Turkish
değerli metal ve taşlardan yapılan süs eşyası, mücevher
KUYUMCU : Turkish Turkish
değerli metal ve taşlardan bilezik, küpe gibi süs eşyası yapan ya da satan kimse, °mücevherci
KUYUMCU GİBİ : Turkish Turkish
titizlikle, özenle
KUYUMCULUK : Turkish Turkish
kuyumcunun işi ve zanaatı, °mücevhercilik
KUZ : Turkish Turkish
gölgede kalan (yan)
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani