Multilingual Turkish Dictionary

Turkish

Turkish
LAF ATMAK : Turkish Turkish

söyleşmek, konuşmak

LAF ATMAK : Turkish Turkish

uzaktan, dolayısıyla dokunacak söz söyleyip işittirmek

LAF ATMAK : Turkish Turkish

sözle sarkıntılık etmek

LAF CAMBAZLIĞI : Turkish Turkish

sözcükleri gerçek anlamlarından saptırma

LAF ÇIKARMAK : Turkish Turkish

aslı olmayan bir haber yaymak, lakırdı çıkarmak

LAF ÇIKMAK : Turkish Turkish

söylenti dolaşmak

LAF DEĞİL! : Turkish Turkish

üzerinde durmaya değmez, önemsiz

LAF DİNLEMEK : Turkish Turkish

söz dinlemek

LAF DOKUNDURMAK : Turkish Turkish

dolayısıyla anlatmak istemek

LAF İŞİTMEK : Turkish Turkish

paylanmak

LAF KITLIĞINDA ASMALAR BUDAYAYIM : Turkish Turkish

oş söz söyleyenlere karşı kullanılır

LAF LAFI AÇAR : Turkish Turkish

ir sözden bir söze geçildiğini anlatır

LAF OLA ( YA DA LAF OLA BERİ GELE) : Turkish Turkish

söylenen sözün saçmalığını, anlamsızlığını belirtmek için kullanılır

LAF OLMAK : Turkish Turkish

dedikodu konusu olmak

LAF OLSUN DİYE : Turkish Turkish

elli bir amaç gözetmeyerek

LAF SÖYLEDİ BALKABAĞI : Turkish Turkish

konuyla hiç ilgisi olmayan bir şey söyleyen kimseler için söylenir

LAF TAŞIMAK : Turkish Turkish

kişilerin arasını açmak amacıyla birbirleri için söyledikleri kötü sözleri iletmek

LAFA KARIŞMAK : Turkish Turkish

iri ya da birileri konuşurken bir başkası konuşmak, konuşmaya katılmak

LAFA TUTMAK : Turkish Turkish

(birini) konuşarak işinden alıkoymak

LAFA YEKÛN TUTMAK : Turkish Turkish

konuşmaya son vermek; sözü bitirmek

LAFAZAN : Turkish Turkish

geveze

LAFAZANLIK : Turkish Turkish

gevezelik

LAFÇI : Turkish Turkish

çok konuşan, geveze

LAFÇI : Turkish Turkish

ıyi, etkili konuşan

LAFÇI : Turkish Turkish

söz götürüp getiren, dedikoducu