Multilingual Turkish Dictionary

Turkish

Turkish
LİYAKAT, -Tİ : Turkish Turkish

layık olma, yaraşırlık, uygunluk, değim

LİYAKAT, -Tİ : Turkish Turkish

yeterlilik, °kifayet

LİYAKATLİ : Turkish Turkish

liyakati olan, başarılı, yetenekli, değimli

LİYAKATLİLİK : Turkish Turkish

liyakatli olma durumu

LİYAKATSİZ : Turkish Turkish

liyakati olmayan, başarısız, yeteneksiz, değimsiz

LİYAKATSİZLİK : Turkish Turkish

liyakatsiz olma durumu

LİZOL, -LÜ : Turkish Turkish

krezol

LİZÖZ : Turkish Turkish

gecelik üzerine giyilen örgüden üst giysi

LKLAYA SIKLAYA : Turkish Turkish

üyük çaba harcayarak, kendini elden geldiği kadar zorlayarak

LOBELYA : Turkish Turkish

salkım durumunda mavi çiçekleri bulunan bir ya da çok yıllık kuzey amerika bitkisi (lobelia)

LOBİ : Turkish Turkish

ir yapının kapısından içeri girildiğinde görülen ilk boşluk, dalan

LOBİ : Turkish Turkish

otel, tiyatro gibi yerlerde girişe yakın geniş yer

LOBİ : Turkish Turkish

kimi çıkar gruplarının temsilcilerinden oluşan topluluk

LOBİCİ : Turkish Turkish

kimi çıkar gruplarını yönlendiren kimse

LOBİCİLİK : Turkish Turkish

ir çıkar grubunun etkinliklerinin tümü

LOBUT, -TU : Turkish Turkish

kalın, kısa ve düzgün sopa

LOBUT, -TU : Turkish Turkish

kol gücünü geliştirmek için kullanılan, gürgenden jimnastik aracı

LOCA : Turkish Turkish

tiyatro, sinema gibi eğlence yerlerinde ya da parlamento salonlarında özel bölme

LOCA : Turkish Turkish

parlamentonun toplantı salonunda basın ya da dinleyiciler için ayrılmış özel bölmeler

LOCA : Turkish Turkish

masonların toplantı yeri

LOCA : Turkish Turkish

dayanıklı çeperleri olan; bir bireyi ya da yavruyu barındıran delikli bölme

LOÇA : Turkish Turkish

gemilerin baş bodoslamalarının her iki yanında, çapayı içine alabilen ve güverteye açılan demir zincirin geçtiği delik

LODA : Turkish Turkish

küme, yığın

LODA : Turkish Turkish

demet

LODA : Turkish Turkish

taneli ya da tanesiz saman yığını