Multilingual Turkish Dictionary

Turkish

Turkish
LOK : Turkish Turkish

gemileri, farklı iki su düzeyinin birinden öbürüne aşırmak için yapılmış ara havuz

LÖK : Turkish Turkish

kireç, zeytinyağı, pamuk ve yumurta akının karıştırılmasından elde edilen, kırık, çatlak çanak çömlekleri, künkleri birleştirmekte kullanılan macun, lökün

LÖK GİBİ OTURMAK : Turkish Turkish

ir yere bütün ağırlığıyla çökmek, oturmak

LÖK, -KÜ : Turkish Turkish

ağır, battal

LÖK, -KÜ : Turkish Turkish

ir tür erkek deve

LOKAL, -Lİ : Turkish Turkish

elli bir yere, bölgeye değin yerel, mahalli, mevzii

LOKAL, -Lİ : Turkish Turkish

sınırlı bir yerle ilgili olan, yerel, °mevzii

LOKAL, -Lİ : Turkish Turkish

ir dernek ya da kuruluşun üyelerinin buluşması için ayrılmış yer

LOKANTA : Turkish Turkish

kazanç amacıyla açılmış, para karşılığında yemek yenen yer, °restoran

LOKANTACI : Turkish Turkish

lokanta işleten kimse

LOKANTACILIK : Turkish Turkish

lokanta işletme işi

LOKATİF : Turkish Turkish

kalma durumu

LOKAVT, -TI : Turkish Turkish

ışverenin, işçileri topluca işten uzaklaştırma ya da işten çıkarma kararı

LÖKEŞE : Turkish Turkish

yabankazı

LÖKEŞE : Turkish Turkish

çulluk

LÖKLEMEK : Turkish Turkish

lök (ii) le yapıştırmak

LOKMA : Turkish Turkish

ağza bir kezde alınıp götürülen yiyecek parçası, sokum

LOKMA : Turkish Turkish

lokma tatlısı

LOKMA : Turkish Turkish

türlü kalınlıktaki cıvataları, boşluğuna geçirip sökmeye ya da sıkıştırmaya yarayan metal aygıt

LOKMA BAŞLIĞI : Turkish Turkish

lokmaların takıldığı parça

LOKMA ÇİĞNENMEDEN YUTULMAZ : Turkish Turkish

her işin emekle yapıldığını anlatır

LOKMA DÖKMEK : Turkish Turkish

lokma tatlısı yapmak

LOKMA ETMEK : Turkish Turkish

(dervişler arasında) yemek yemek

LOKMA ETMEK : Turkish Turkish

yemek

LOKMA LOKMA : Turkish Turkish

lokmalar durumunda