Multilingual Turkish Dictionary

Turkish

Turkish
MAKULE : Turkish Turkish

ulam, °kategori

MAKÛS : Turkish Turkish

ters çevrilmiş, baş aşağı getirilmiş

MAKÛS : Turkish Turkish

uğursuz, kötü

MAKYAJ : Turkish Turkish

yüzü güzelleştirmek, kusurları gizlemek amacıyla boyama

MAKYAJ : Turkish Turkish

sinema, tiyatro gibi görsel sanatlarda bir oyuncunun yüzünü ve bedenini role uygun olarak değiştirme işi

MAKYAJALTI : Turkish Turkish

cildi korumak ve pürüssüz görünüm elde etmek için makyajdan önce kullanılan krem

MAKYAJCI : Turkish Turkish

makyaj yaparak geçimini sağlayan kimse, makyöz

MAKYAJCILIK : Turkish Turkish

makyajcının görevi

MAKYAVELCİLİK : Turkish Turkish

politikada, ereğe varmak için, ahlaka aykırı da olsa, her türlü aracı hoş gören anlayış, °makyavelizm

MAKYAVELİZM : Turkish Turkish

makyavelcilik

MAKYÖZ : Turkish Turkish

makyajcı

MAL : Turkish Turkish

ir kimsenin ya da bir tüzelkişinin iyeliği altında bulunan, taşınır ya da taşınmaz varlıkların tümü

MAL : Turkish Turkish

alınıp satılabilen her türlü ticaret eşyası, tüccar malı, °emtia

MAL : Turkish Turkish

irinin iyeliği altında bulunan büyükbaş hayvanların tümü

MAL : Turkish Turkish

ayağı, aşağılık, kötü kimse

MAL : Turkish Turkish

esrar ya da kaçak madde

MAL BİRLİĞİ : Turkish Turkish

hukuk bakımından karı ve koca mallarının bir bütün sayılması

MAL BULMUŞ (MAĞRİBİ) GİBİ : Turkish Turkish

üyük sevinç ve coşkuyla

MAL CANIN YONGASIDIR : Turkish Turkish

insan, malına gelen zarardan, canına gelmişçesine acı duyar

MAL CANLISI : Turkish Turkish

mala çok düşkün

MAL EDİNMEK : Turkish Turkish

kendine mal sağlamak, mal sahibi olmak

MAL ETMEK : Turkish Turkish

ir değer karşılığında sahip olmak

MAL ETMEK : Turkish Turkish

kendi malı, yapıtı, buluşu gibi benimsemek ya da saymak

MAL KALDIRMAK : Turkish Turkish

ürün elde etmek

MAL KAPATMAK : Turkish Turkish

para karşılığında herhangi bir üretim alanındaki verimin salt kendisine ayrılmasını sağlamak