Multilingual Turkish Dictionary

Turkish

Turkish
MAKSATLI : Turkish Turkish

ir amacı, ereği olan

MAKSATLI : Turkish Turkish

kötü niyetli, kasıtlı, kasıtlı olarak

MAKSATSIZ : Turkish Turkish

ir amacı, ereği olmayan

MAKSATSIZ : Turkish Turkish

ilmeden, istemeden, kasıtsız

MAKSİ : Turkish Turkish

uzun

MAKSİ ETEK : Turkish Turkish

oyu topuklara kadar uzanan etek

MAKSİMAL : Turkish Turkish

maksimum

MAKSİMUM : Turkish Turkish

ir şey için gerekli, en büyük (derece, nicelik), °maksimal

MAKSİMUM : Turkish Turkish

değişebilen bir niceliğin varabileceği en yüksek olan (sınır), °azami, °maksimal

MAKSURE : Turkish Turkish

camilerde, parmaklıklarla çevrilmiş yer

MAKSURE : Turkish Turkish

ir evin yabancıların girmesine izin verilmeyen bölümü

MAKSUT : Turkish Turkish

ıstenen, niyet edilen, güdülen, amaçlanan

MAKTA, -I : Turkish Turkish

ir şeyin kesildiği yer, kesit

MAKTA, -I : Turkish Turkish

divan edebiyatında gazelin ya da kasidenin son beyti

MAKTU FİYAT : Turkish Turkish

değişmez olarak saptanmış, pazarlık edilmeyen eder, kesin eder

MAKTU, -U : Turkish Turkish

kesilmiş, kesik

MAKTU, -U : Turkish Turkish

kesin olarak değeri biçilmiş

MAKTU, -U : Turkish Turkish

ölçü ile satılmayan, götürü

MAKTUL DÜŞMEK ( YA DA OLMAK) : Turkish Turkish

vurulup ölmek, öldürülmek, °katledilmek

MAKTUL, -LÜ : Turkish Turkish

öldürülmüş, öldürülen

MAKUL OLMAK : Turkish Turkish

akıllıca, usa uygun davranmak

MAKUL, -LÜ : Turkish Turkish

usa uygun, akıllıca

MAKUL, -LÜ : Turkish Turkish

akıllıca iş gören, mantıklı

MAKUL, -LÜ : Turkish Turkish

aşırı olmayan, uygun, elverişli

MAKULE : Turkish Turkish

takım, çeşit