Multilingual Turkish Dictionary

Turkish

Turkish
MARTAVAL : Turkish Turkish

yalan, uydurma söz, palavra

MARTAVAL ATMAK ( YA DA OKUMAK) : Turkish Turkish

inanılmayacak sözler söylemek, yalan söylemek

MARTAVALCI : Turkish Turkish

yalan söyleyen, palavracı

MARTI : Turkish Turkish

martıgillerden, çoğu beyaz renkte, eti yenmez, yüzücü, perdeayaklı deniz kuşlarının ortak adı (larus)

MARTIGİLLER : Turkish Turkish

omurgalı hayvanlardan kuşlar sınıfına giren, birçok türü bulunan bir familya,

MARTİN : Turkish Turkish

(martini özel adından) tek kurşun atan bir çeşit tüfek

MARTİNİ : Turkish Turkish

portakal kabuğu, cin ve vermutla yapılan içki

MARUF : Turkish Turkish

herkesçe bilinen, tanınan, belli, sanlı

MARUF : Turkish Turkish

şeriatın uygun gördüğü, beğendiği ve buyurduğu

MARUL : Turkish Turkish

ileşikgillerden, geniş ve uzun olan yeşil yaprakları taze olarak yenen bir bitki (lactuca sativa)

MARULCU : Turkish Turkish

marul yetiştiren ya da satan kimse

MARULCUK : Turkish Turkish

çöpleme

MARUNİ : Turkish Turkish

lübnan ve suriye'de oturan katolik süryani topluluğu

MARUNİ : Turkish Turkish

u topluluktan olan kimse

MARUZ : Turkish Turkish

ir olay ya da durumun etkisinde ya da karşısında bulunan

MARUZ : Turkish Turkish

sunulan, verilen

MARUZ BIRAKMAK : Turkish Turkish

ir olay ya da durum karşısında ya da etkisinde bırakmak

MARUZ BULUNMAK ( YA DA OLMAK) : Turkish Turkish

ir olay ya da durum etkisinde ya da karşısında bulunmak, bir şeyle karşı karşıya kalmak

MARUZ KALMAK ( YA DA KALMAMAK) : Turkish Turkish

ir olay ya da durumla karşı karşıya olmak (olmamak)

MARUZAT, -TI : Turkish Turkish

orun ya da yaş bakımından büyük birine sunulan, bildirilen dilek ya da bilgi, sunuş

MARYA : Turkish Turkish

dişi koyun

MARYA : Turkish Turkish

dişi hayvan

MARYA : Turkish Turkish

ir tür küçük balık

MARYA AĞI : Turkish Turkish

uzunluğu altmış, genişliği üç dört kulaç olan bir tür balık ağı

MAŞ : Turkish Turkish

(sanskrit'ten) bir çeşit börülce (phaseolus oureus)