Multilingual Turkish Dictionary

Turkish

Turkish
MAZERET, -Tİ : Turkish Turkish

ir kimseyi özürlü gösteren durum ya da olay

MAZERET, -Tİ : Turkish Turkish

ıleri sürülen bahane

MAZERETLİ : Turkish Turkish

mazereti olan, °mazur

MAZERETSİZ : Turkish Turkish

mazereti olmayan

MAZGAL : Turkish Turkish

kale duvarlarında iç yanı geniş, dış yanı dar delik, sur deliği

MAZGALLI : Turkish Turkish

mazgalları olan

MAZHAR : Turkish Turkish

ir şeyin ortaya çıktığı, göründüğü yer ya da kimse

MAZHAR : Turkish Turkish

(bir iyiliğe) erişmiş, erişen (kimse)

MAZHAR OLMAK : Turkish Turkish

iyi bir şeye ermek, ulaşmak

MAZHARİYET, -Tİ : Turkish Turkish

erişme, elde etme, ergi

MAZİ : Turkish Turkish

geçmiş

MAZİ : Turkish Turkish

geçmiş zaman

MAZI : Turkish Turkish

servigillerden, yaprakları almaşık ve küçük pullar biçiminde, gövdesi düz olan, dipten dallanan bir süs bitkisi (thuya)

MAZI : Turkish Turkish

hayvansal ve bitkisel asalakların bitkilerde oluşturduğu ur

MAZI MEŞESİ : Turkish Turkish

u urların oluştuğu meşe türü (quercus infectoria)

MAZICIL : Turkish Turkish

mazıda yaşayan (böcek)

MAZİYE KARIŞMAK : Turkish Turkish

geçmişte kalmak, yürürlükten ve işlerlikten çıkmak

MAZLUM : Turkish Turkish

kendisine zulmedilmiş, haksızlığa uğramış, ezilmiş

MAZLUM : Turkish Turkish

sessiz ve uysal, boynu bükük

MAZLUMLUK : Turkish Turkish

haksızlığa ve zulme uğramış olma durumu, ezilmişlik

MAZLUMLUK : Turkish Turkish

sessizlik, uysallık, boynu büküklük

MAZMUN : Turkish Turkish

anlam, kavram

MAZMUN : Turkish Turkish

divan edebiyatında kimi kavramları dolaylı anlatmak için kullanılan kalıplaşmış nükteli ve sanatlı söz: keman, ebru (kaş), ok (kirpik) gibi.

MAZNUN : Turkish Turkish

sanık

MAZOSFER : Turkish Turkish

ortayuvar