Multilingual Turkish Dictionary

Turkish

Turkish
MECELLE : Turkish Turkish

fıkıh hükümleriyle bu konudaki türlü içtihadı bir araya getiren, tanzimat'tan sonra hazırlanmış olan, yasa yerine kullanılan yapıt

MEÇHUL, -LÜ : Turkish Turkish

ilinmeyen, bilinmedik

MEÇHUL, -LÜ : Turkish Turkish

hakkında hiçbir bilgi edinilmemiş yer, şey

MEÇHUL, -LÜ : Turkish Turkish

edilgen (eylem)

MEÇHULAT, -TI : Turkish Turkish

ilinmeyen, anlaşılmayan şeyler, meçhuller

MECİDİT : Turkish Turkish

uranyum ve kalsiyumun, hidratlı, doğal sülfatı

MECİDİYE, MECİT : Turkish Turkish

eskiden kullanılan ve o zamanın yirmi kuruşu değerinde olan gümüş sikke

MECLİS : Turkish Turkish

ir konuyu konuşmak görüşmek ya da kimi kararları almak için yapılan toplantı ve bu toplantının yapıldığı yer, °şura

MECLİS : Turkish Turkish

ir konuyu konuşmak ya da görüşmek için bir araya gelmiş kimseler topluluğu

MECLİS : Turkish Turkish

(özel ad olarak) türkiye büyük millet meclisi'nin kısaltılmışı

MECLİS : Turkish Turkish

dostlar toplantısı

MECLİS ARİTMETİĞİ : Turkish Turkish

parlementodaki iktidar partisiyle muhalefetin sayısal durumu

MECLİS KURMAK : Turkish Turkish

irkaç kişi konuşmak ya da eğlenmek için toplanmak

MECLUP : Turkish Turkish

tutkun

MECMU, -U : Turkish Turkish

ir araya getirilmiş, toplanmış, bütün, hep

MECMU, -U : Turkish Turkish

toplam

MECMUA : Turkish Turkish

dergi: türk yurdu mecmuası

MECNUN : Turkish Turkish

sevdadan ötürü kendini kaybetmiş

MECNUN : Turkish Turkish

çılgın, deli; çılgınca seven

MECNUN OLMAK : Turkish Turkish

sevda nedeniyle kendini kaybetmek

MECNUN OLMAK : Turkish Turkish

delirmek, çıldırmak

MECNUNANE : Turkish Turkish

çılgın gibi, çılgınca olan

MECNUNANE : Turkish Turkish

çılgın bir biçimde

MECRA : Turkish Turkish

(akarsularda) yatak, akak

MECRA : Turkish Turkish

ir işin gidişi, bir olayın doğrultusu