Multilingual Turkish Dictionary

Turkish

Turkish
MEĞERKİ : Turkish Turkish

ıstek ya da emir kipinde olan ve biri diğerini engelleyecek durumda bulunan iki tümceyi birbirine bağlar

MEĞERSE : Turkish Turkish

meğer

MEHABET : Turkish Turkish

üyük ve saygıdeğer kimselere duyulan saygı

MEHABET : Turkish Turkish

üyüklük, ululuk, yücelik

MEHAZ : Turkish Turkish

(bir yapıt yazılırken başvurulan) kaynak

MEHEL : Turkish Turkish

uygun, yerinde, denk

MEHİL : Turkish Turkish

ir işin tamamlanması için verilen ek süre; önel

MEHİL VERMEK : Turkish Turkish

süre tanımak

MEHLE : Turkish Turkish

kasaplık hayvanların omuz başından çıkan külbastılık (et)

MEHMETÇİK : Turkish Turkish

sevgi duygusu ile türk askerine verilen ad

MEHTAP : Turkish Turkish

ay ışığı

MEHTAP A ÇIKMAK : Turkish Turkish

ay ışığında gezip dolaşmak

MEHTAPLI : Turkish Turkish

mehterhane takımında görevli kimse

MEHTAPLI : Turkish Turkish

osmanlılarda mehter takımı

MEHTAPLI : Turkish Turkish

osmanlılarda, çadırlara bakan uşak

MEHTAPLI TAKIMI : Turkish Turkish

mehter musikisi çalan topluluk, mehterhane

MEHTERAN : Turkish Turkish

mehterler

MEHTERBAŞI, -NI : Turkish Turkish

mehter takımının yetiştirilmesinden ve çalışmasından sorumlu kimse

MEHTERHANE : Turkish Turkish

osmanlılarda kös, nakkare, zil, zurna ve borulardan kurulan askeri mızıka takımı

MEHTERHANE : Turkish Turkish

u takımın bulunduğu yer

MEKÂN : Turkish Turkish

yer, bulunulan yer

MEKÂN : Turkish Turkish

ev, yurt

MEKÂN : Turkish Turkish

uzay, °feza

MEKÂN TUTMAK : Turkish Turkish

ir yere yerleşmek

MEKANİK : Turkish Turkish

kuvvetlerin özdekler ve devinimler üzerine etkisini inceleyen fizik dalı