Multilingual Turkish Dictionary

Turkish

Turkish
MEMECİK : Turkish Turkish

deri ve sümükdoku üzerinde görülen küçük ve sivri çıkıntı

MEMEDE OLMAK : Turkish Turkish

(yavru için) meme ile beslenme çağında olmak

MEMEDEN KESMEK : Turkish Turkish

artık emzirmemek

MEMELİ : Turkish Turkish

memesi olan

MEMELİ : Turkish Turkish

herhangi bir biçimde memesi olan

MEMELİK : Turkish Turkish

sutyen

MEMELİK : Turkish Turkish

hayvanların yaralı memelerini korumak ya da yavrunun memeyi emmesini önlemek için geçirilen bez torba

MEMELİK : Turkish Turkish

küçük memeli kadınların kullandığı kauçuk meme

MEMELİLER : Turkish Turkish

doğurarak üreyen, memeleri olan, sıcakkanlı, iki akciğerli, yüreğinde dört boşluğu olan, vücutları genellikle tüylerle örtülü omurgalı hayvanlar sınıfı

MEMEMSİ : Turkish Turkish

meme başı biçiminde olan

MEMİŞHANE : Turkish Turkish

ayakyolu, °apteshane

MEMLEHA : Turkish Turkish

tuzla

MEMLEKET, -Tİ : Turkish Turkish

ir devletin egemenliği altında bulunan toprakların tümü, ülke

MEMLEKET, -Tİ : Turkish Turkish

ir kimsenin doğup büyüdüğü yer, yurt

MEMLEKET, -Tİ : Turkish Turkish

ıklim ve üretim bakımından ele alınan bölge

MEMLEKET, -Tİ : Turkish Turkish

ir ülkede yaşayan bireylerin tümü

MEMLEKETLİ : Turkish Turkish

aynı memleketten olan (kimse), ° hemşeri

MEMLEKETLİ : Turkish Turkish

memleket halkı

MEMLUK, -KÜ : Turkish Turkish

köle

MEMLUK, -KÜ : Turkish Turkish

kölemenlerden olan kimse

MEMNU MEYVE : Turkish Turkish

tanrı'nın yasaklamasına karşın âdem'in havva'nın elinden yediği meyve

MEMNU MEYVE : Turkish Turkish

elde edilmesi yasaklanan şey

MEMNU MINTIKA : Turkish Turkish

girilmesi yasak olan bölge

MEMNU, -U : Turkish Turkish

yasak, yasak edilmiş

MEMNUİYET, -Tİ : Turkish Turkish

yasak olma, yasak edilme durumu