Multilingual Turkish Dictionary

Turkish

Turkish
MERİH : Turkish Turkish

güneşe olan uzaklığı, yerin güneş'e olan uzaklığından daha çok olan dış gezegenlerin ilki, sakıt, °mars

MERİNOS : Turkish Turkish

uzun, çok ince, beyaz ve bol tüylü yapağısından dokumacılıkta yararlanılan bir koyun cinsi (ovis aries hispanica)

MERİNOS : Turkish Turkish

u koyundan elde edilen yün

MERİNOS : Turkish Turkish

u yünden yapılmış olan

MERİSTEM : Turkish Turkish

sürgendoku

MERİYET, -Tİ : Turkish Turkish

yürürlük

MERKANTİLİST : Turkish Turkish

merkantilizm yanlısı olan kimse

MERKANTİLİZM : Turkish Turkish

xv.-xviii. yüzyılda ticaret burjuvazisinin çıkarlarını yansıtarak, maddi erincin üretim alanında değil, ticaret, dolanım ve anamal birikiminde olduğunu savunan öğreti

MERKAT : Turkish Turkish

gömüt, sin, °mezar, °kabir

MERKEP : Turkish Turkish

eşek

MERKEPÇİ : Turkish Turkish

eşekçi

MERKEZ : Turkish Turkish

ir dairenin ya da bir küre yüzeyinin her noktasından aynı uzaklıkta bulunan iç nokta, özek

MERKEZ : Turkish Turkish

ir kapalı eğrinin ya da kimi çokgenlerde köşegenlerin kesişme noktası

MERKEZ : Turkish Turkish

ir ülkenin, bölgenin ya da kuruluşun yönetim yeri

MERKEZ : Turkish Turkish

ir işin öğretildiği yer

MERKEZ : Turkish Turkish

ir işin yoğun olarak yapıldığı yer

MERKEZ : Turkish Turkish

elirli bir yerin ortası

MERKEZ : Turkish Turkish

elli bir etkinliği yürüten örgüt, kurum, kuruluş

MERKEZ : Turkish Turkish

polis karakolu

MERKEZ : Turkish Turkish

içim, durum; yol

MERKEZ AÇI : Turkish Turkish

köşesi çemberin merkezinde bulunan açı

MERKEZCİ : Turkish Turkish

merkeziyetçi

MERKEZCİL : Turkish Turkish

merkeze doğru yaklaşan

MERKEZCİLİK : Turkish Turkish

merkeziyetçilik

MERKEZE ALMAK : Turkish Turkish

vali vb. yüksek memurların özlük haklarına dokunmadan bakanlık merkez örgütünde görevlendirmek