Multilingual Turkish Dictionary

Turkish

Turkish
MERET, -Tİ : Turkish Turkish

uğursuz

MERGUP : Turkish Turkish

sevilip aranan, istenilen, beğenilen

MERHABA : Turkish Turkish

günaydın ya da hoş geldiniz anlamında bir esenleşme sözü

MERHABALAŞMA : Turkish Turkish

merhabalaşmak eylemi

MERHABALAŞMAK : Turkish Turkish

karşılıklı olarak "merhaba" demek, selamlaşmak

MERHALE : Turkish Turkish

aşama, evre

MERHALE : Turkish Turkish

varılması istenen noktaya kadar aşılması gereken yerlerin her biri, konak, °menzil

MERHAMET ETMEK : Turkish Turkish

acımak

MERHAMET, -Tİ : Turkish Turkish

ir kimsenin ya da bir başka canlının karşılaştığı kötü durumdan duyulan üzüntü, acıma

MERHAMETE GELMEK : Turkish Turkish

acıma duygusuna kapılmak

MERHAMETLİ : Turkish Turkish

acıması olan, merhamet eden

MERHAMETSİZ : Turkish Turkish

acıması olmayan, acımasız, katı yürekli, °kalpsiz

MERHAMETSİZLİK : Turkish Turkish

acımasız olma durumu, acımasızlık, °kalpsizlik

MERHEM : Turkish Turkish

deriye sürülerek kullanılan, içinde birçok etkili madde bulunan, yumuşak ve koyu kıvamda, yağlı ya da yağsız ilaç, °pomat

MERHEM : Turkish Turkish

çare

MERHEM OLMAK : Turkish Turkish

ir derde çare olmak

MERHEMLEME : Turkish Turkish

merhem sürme

MERHEMLEMEK : Turkish Turkish

merhem sürmek

MERHUM : Turkish Turkish

ölmüş bir müslümandan söz edilirken "tanrı'nın rahmetine kavuşmuş" anlamında kullanılır, °rahmetli

MERHUM : Turkish Turkish

ölmüş müslüman erkek

MERHUM OLMAK : Turkish Turkish

ölmek

MERHUME : Turkish Turkish

ölmüş müslüman kadın

MERİ : Turkish Turkish

yürürlükte olan, geçerli olan

MERİDYEN : Turkish Turkish

ekvatoru dik olarak kestiği ve iki kutup noktasından geçerek dünyayı çevrelediği varsayılan daire

MERİDYEN DAİRESİ ( YA DA ÇEMBERİ) : Turkish Turkish

meridyen düzleminin gökküresiyle arakesiti