Multilingual Turkish Dictionary

Turkish

Turkish
MERAM : Turkish Turkish

ıstek, amaç, erek, °maksat

MERAM ANLATMAK ( YA DA MERAMINI ANLATMAK) : Turkish Turkish

isteğini, derdini anlatmak

MERAM ETMEK : Turkish Turkish

üstüne düşmek, istemek

MERAMI KALAYCILIK DEĞİL KIÇ (GÖT) ÇALKALAMAK : Turkish Turkish

amacı iş yapmak değil, iş yapar görünerek eğlenmek

MERASİM : Turkish Turkish

tören

MERASİM : Turkish Turkish

(resmi işler için) yol yöntem, yol yordam, formalite

MERASİM BORUSU : Turkish Turkish

törenin başlayacağını duyuran boru

MERASİM GİYSİSİ : Turkish Turkish

tören için hazırlanmış özel giysi

MERASİMLİ : Turkish Turkish

kurallara, törelere aşırı bağlı olan

MERASİMSİZ : Turkish Turkish

esmi davranıştan uzak, yalın, °sade

MERASİMSİZ : Turkish Turkish

tören olmaksızın

MERBUT OLMAK : Turkish Turkish

ağlı, ilişik bulunmak

MERBUT, -TU : Turkish Turkish

ağlı, bağlanmış

MERBUT, -TU : Turkish Turkish

ılişik, ilişkin

MERBUTİYET, -Tİ : Turkish Turkish

ağlılık, ilgi

MERCAN : Turkish Turkish

tropik ve ılık denizlerde yaşayan, geniş resifler oluşturan, mercanlar sınıfının örneği olan kırmızı kalker iskeletli hayvan (corallium rubrum)

MERCAN : Turkish Turkish

u hayvanın iskeletinden elde edilen, süs eşyaları yapımında kullanılan madde

MERCAN : Turkish Turkish

u maddeden

MERCAN : Turkish Turkish

ızmaritgillerden, atlantik okyanusu, akdeniz ve karadeniz'de bulunan, açık kırmızı renkte, eti beğenilen bir balık (pagrus pagrus)

MERCAN TERLİĞİ : Turkish Turkish

ayak topuğunu kavrayan arka bölümü olmayan, ökçesiz, genellikle kırmızı deriden terlik

MERCANADA : Turkish Turkish

su yüzüne kadar çıkan mercan resiflerinden oluşmuş ada, °atol

MERCANAĞACI, -NI : Turkish Turkish

fasulyegillerden, sıcak ülkelerde yetişen, çiçekleri parlak kırmızı, tırmanıcı bir süs bitkisi (erythrina)

MERCANBALIĞI : Turkish Turkish

ilık denizlerin kayalık, taşlık alanlarında yaşayan sırtı kırmızımtırak kemikli balık

MERCANCI : Turkish Turkish

mercan avlayan kişi

MERCANCI : Turkish Turkish

mercan işleyen kişi