Turkish
Turkish
MOZAİKÇİ : Turkish Turkish
mozaik yapan ya da satan kimse
MOZAİKÇİ : Turkish Turkish
yapılarda mozaik işlerini düzenleyen kimse
MOZAK : Turkish Turkish
domuz yavrusu
MOZOLE : Turkish Turkish
üyük, gösterişli gömüt, anıtkabir
MUACCEL : Turkish Turkish
acele olunmuş
MUACCEL : Turkish Turkish
peşin, hemen ödenmesi gereken
MUADDEL : Turkish Turkish
değiştirilmiş, değişikliğe uğramış, değişkin
MUADELE : Turkish Turkish
eşitlik, beraberlik, denklik
MUADELE : Turkish Turkish
denklem
MUADELE : Turkish Turkish
karışık, anlaşılmaz iş
MUADELET, -Tİ : Turkish Turkish
eşitlik, denklik, eşdeğerlik
MUADİL : Turkish Turkish
eşit, denk, eşdeğer
MUAF : Turkish Turkish
ağışlanmış, affedilmiş
MUAF : Turkish Turkish
ayrı tutulmuş, ayrıcalık tanınmış
MUAF : Turkish Turkish
özgür, serbest
MUAF TUTMAK ( YA DA TUTULMAK) : Turkish Turkish
ir ödevi, bir görevi bağışlamak, ayrıcalık tanımak
MUAFİYET, -Tİ : Turkish Turkish
ayrı tutulma, kendisine uygulanmama, bağışıklık: vergi muafiyeti. gümrük muafiyeti
MUAFİYET, -Tİ : Turkish Turkish
ağışıklık
MUAFLIK : Turkish Turkish
muaf olma durumu
MUAHEDE : Turkish Turkish
antlaşma
MUAHEZE : Turkish Turkish
kınama, paylama, ayıplama
MUAHEZE : Turkish Turkish
eleştiri
MUAHEZE ETMEK : Turkish Turkish
paylamak, ayıplamak, kınamak
MUAHHAR : Turkish Turkish
sonraya bırakılmış, sonraki, daha sonraki
MUAKKİP : Turkish Turkish
ızleyen, arkasından koşan, takip eden
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani