Multilingual Turkish Dictionary

Turkish

Turkish
NASIRLANMAK : Turkish Turkish

nasırlaşmak

NASIRLAŞMA : Turkish Turkish

nasırlaşmak eylemi

NASIRLAŞMAK : Turkish Turkish

nasır oluşmak

NASIRLAŞMAK : Turkish Turkish

duyarlığını yitirmek

NASIRLI : Turkish Turkish

nasırı olan, nasır bağlamış, nasırlaşmış

NASIRSIZ : Turkish Turkish

nasırı olmayan

NASRANİ : Turkish Turkish

hıristiyan, °ısevi

NASRANİLİK : Turkish Turkish

hıristiyanlık, °ısevilik

NASRETTİN HOCA'NIN TÜRBESİ GİBİ : Turkish Turkish

her yanı açık olduğu halde yalnız bir girişi bulunan yerler için söylenir

NASYONAL SOSYALİZM : Turkish Turkish

hitler ve nasyonal sosyalist partisi'nin öğretisi

NASYONALİST : Turkish Turkish

ulusçuluk yanlısı

NASYONALİZM : Turkish Turkish

ulusçuluk

NATAMAM : Turkish Turkish

eksik, tamamlanmamış, bitmemiş

NATIKA : Turkish Turkish

düşünüp söyleme yetisi

NATIKA : Turkish Turkish

düzgün ve iyi konuşma yetisi

NATIKALI : Turkish Turkish

düzgün ve iyi konuşan

NATIR : Turkish Turkish

kadınlar hamamında hizmet eden ve müşterileri yıkayan kadın

NATIRLIK : Turkish Turkish

natır olma durumu ya da natırın işi

NATİVİZM : Turkish Turkish

doğuştancılık

NATRON : Turkish Turkish

hidratlı doğal sodyum karbonat

NATUK, -KU : Turkish Turkish

düzgün, güzel ve kolaylıkla söz söyleyen

NATURA : Turkish Turkish

ınsanın yaradılış özelliği

NATÜRALİST, -Tİ : Turkish Turkish

doğalcı

NATÜRALİZM : Turkish Turkish

doğalcılık

NATÜREL : Turkish Turkish

doğada rastlandığı gibi, doğaya uygun olan, doğa güçlerine, kurallarına uyan, doğal