Turkish
ÖĞRETİM YARDIMCILARI : Turkish Turkish
fakülte yönetim kurullarının önermesi ve rektörün onayıyla atanan öğretim görevlisi, okutman, uzman, çevirmen ve asistanlar
ÖĞRETİM YARDIMCILARI : Turkish Turkish
fakülte yönetim kurullarının önermesi ve rektörün onayıyla atanan öğretim görevlisi, okutman, uzman, çevirmen ve asistanlar
ÖĞRETİM YILI : Turkish Turkish
ilk, orta, yüksekokullar ile üniversitelerde öğretimin başladığı ve sona erdiği gün arasında geçen süre
ÖĞRETİŞ : Turkish Turkish
öğretmek eylemi ya da biçimi
ÖĞRETME : Turkish Turkish
öğretmek eylemi
ÖĞRETMEK : Turkish Turkish
ir kimseye bir konuda bilgi ve beceri kazandırmak
ÖĞRETMEK : Turkish Turkish
yetenek kazandırmak
ÖĞRETMEK : Turkish Turkish
ilinmeyen bir konuda bilgi sahibi olmasını sağlamak
ÖĞRETMEN : Turkish Turkish
mesleği bir bilim dalını, bir sanatı ya da teknik bilgileri öğretmek olan kimse, °muallim, °muallime
ÖĞRETMEN : Turkish Turkish
ınsana herhangi bir alanda bilgi kazandıran şey
ÖĞRETMENEVİ : Turkish Turkish
öğretmenlerin sosyal gereksinimlerini karşıladıkları, geçici olarak konaklayabildikleri yer
ÖĞRETMENLİK : Turkish Turkish
öğretmenin görevi
OĞUL BALI : Turkish Turkish
oğul arılarının yaptığı beyaz bal
OĞUL VERME : Turkish Turkish
ir bölüm arının kovandan ayrılıp kendilerine ayrı kovan tutmaya gitmeleri
OĞUL, -ĞLU : Turkish Turkish
erkek evlat
OĞUL, -ĞLU : Turkish Turkish
yaşlı kimselerin genç erkeklere söylediği bir seslenme
OĞUL, -ĞLU : Turkish Turkish
kimi sözcüklerin anlamını pekiştirmek için kullanılır
OĞUL, -ĞLU : Turkish Turkish
ey denilen bir dişi arıyla kovandan çıkan arı topluluğu
OĞULCUK : Turkish Turkish
oğul sözcüğünün küçültme ya da okşama biçimi
OĞULCUK : Turkish Turkish
döllenmiş yumurtacığın gelişmeye başladığı andan dölüt olmasına değin geçen süredeki adı, °rüşeym, °embriyon
OĞULCUK : Turkish Turkish
itki tohumlarında bir kökçük ile bir filizcikten oluşan asal bölüm
OĞULLUK : Turkish Turkish
oğul olma durumu
OĞULLUK : Turkish Turkish
üvey oğul
OĞULOTU, -NU : Turkish Turkish
allıbabagillerden, likör yapımı ve hekimlikte yapraklarından yararlanılan bir bitki, °melisa (malissa)
ÖĞÜN : Turkish Turkish
(yemek için) kez
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani