Turkish
ÖLÜ SALI : Turkish Turkish
teneşir
ÖLÜ SALI : Turkish Turkish
teneşir
ÖLÜDOĞA : Turkish Turkish
konusu çiçek, meyve gibi şeyler ya da cansız varlıklar olan (resim), natürmort
OLUK : Turkish Turkish
ir şeyin akmasına yarayan üst yanı açık boru
OLUK : Turkish Turkish
yağmur sularını damların kenarlarına toplayıp akıtan yatay konumlu,genellikle çinko vb. boru
OLUK : Turkish Turkish
kırık ya da hasta bir organı içine yerleştirerek hareketsiz tutmaya yarayan araç
OLUK : Turkish Turkish
kimi organlarda oluk görünümlü yer
OLUK : Turkish Turkish
ir şeyin üzerinde oyulmuş yol
OLUK : Turkish Turkish
ay yüzeyinde görülen uzun yarıklardan her biri
ÖLÜK : Turkish Turkish
canlılığı azalmış, halsiz
OLUK GİBİ AKMAK : Turkish Turkish
çok bol ve arası kesilmeden gelmek
OLUK OLUK : Turkish Turkish
pek çok
OLUKÇUK : Turkish Turkish
küçük oluk
OLUKÇUK : Turkish Turkish
kimi organların yüzeyinde bulunan çentikler
OLUKLAŞMAK : Turkish Turkish
oluk durumuna girmek, oluk görünümü almak
OLUKLU : Turkish Turkish
oluğu olan
OLUKLU : Turkish Turkish
üstünde yol yol oyukları bulunan
OLUKSU : Turkish Turkish
oluğa bezeyen, oluk gibi
ÖLÜM : Turkish Turkish
ir insan, bir hayvan ya da bitkide yaşamın tam ve kesin olarak sona ermesi, °mevt, °irtihal, °vefat
ÖLÜM : Turkish Turkish
ölme biçimi
ÖLÜM : Turkish Turkish
ıdam cezası
ÖLÜM : Turkish Turkish
sona erme, yok olma, ortadan kalkma
ÖLÜM : Turkish Turkish
çok büyük sıkıntı, üzüntü
ÖLÜM : Turkish Turkish
ölmesi istenen kimse ya da şey için kullanılır
ÖLÜM ALLAH'IN EMRİ : Turkish Turkish
herkes ölecek, ölmek mukadderdir
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani