Multilingual Turkish Dictionary

Turkish

Turkish
ÖLÜ : Turkish Turkish

ölmüş insan, °müteveffa, °mevta

ÖLÜ : Turkish Turkish

(ad tamlamalarında belirtilen durumunda) hayvan leşi

ÖLÜ : Turkish Turkish

yaşamı sona ermiş olan, artık yaşamıyor olan

ÖLÜ : Turkish Turkish

sönük, güçsüz

ÖLÜ : Turkish Turkish

yaşanılmayan ya da çok durgun, hareketsiz

ÖLÜ : Turkish Turkish

ugün hiçbir ülkede konuşulmayan, yalnızca elde belgeleri bulunan (dil)

ÖLÜ : Turkish Turkish

sıcaklığı, canlılığı olmayan

ÖLÜ : Turkish Turkish

ölmüş insan, °müteveffa, °mevta

ÖLÜ : Turkish Turkish

(ad tamlamalarında belirtilen durumunda) hayvan leşi

ÖLÜ DALGA : Turkish Turkish

hızı azalmış olarak gelen dalga

ÖLÜ DALGA : Turkish Turkish

hızı azalmış olarak gelen dalga

ÖLÜ DENİZ : Turkish Turkish

fırtınadan sonra tamamıyla dingin duruma gelmiş deniz

ÖLÜ DENİZ : Turkish Turkish

fırtınadan sonra tamamıyla dingin duruma gelmiş deniz

ÖLÜ FİYATINA : Turkish Turkish

değerinden çok ucuza, yok pahasına

ÖLÜ FİYATINA : Turkish Turkish

değerinden çok ucuza, yok pahasına

ÖLÜ GİBİ : Turkish Turkish

hiç kımıldamadan, hareketsiz

ÖLÜ GİBİ : Turkish Turkish

hiç kımıldamadan, hareketsiz

ÖLÜ GÖZÜ GİBİ : Turkish Turkish

(ışık için) sönük, fersiz

ÖLÜ GÖZÜ GİBİ : Turkish Turkish

(ışık için) sönük, fersiz

ÖLÜ MEVSİM : Turkish Turkish

işin ya da alışverişin durgun olduğu zaman

ÖLÜ MEVSİM : Turkish Turkish

işin ya da alışverişin durgun olduğu zaman

ÖLÜ ÖRTÜ : Turkish Turkish

dökülen yaprak ve başka bitki kalıntılarından oluşan örtü

ÖLÜ ÖRTÜ : Turkish Turkish

dökülen yaprak ve başka bitki kalıntılarından oluşan örtü

ÖLÜ RENK : Turkish Turkish

parlaklığı olmayan, donuk renk

ÖLÜ RENK : Turkish Turkish

parlaklığı olmayan, donuk renk