Multilingual Turkish Dictionary

Turkish

Turkish
OLURUNU VERMEK : Turkish Turkish

ir yetkili, yetkisi gereğince bir görevlinin isteğini onaylamak

OLURUYLA YETİNMEK : Turkish Turkish

elde olanları yeterli bulmak, °kanaat etmek

OLUŞ : Turkish Turkish

olmak eylemi ya da biçimi, °vuku

OLUŞ : Turkish Turkish

oluşma, °teşekkül, °tekevvün

OLUŞ : Turkish Turkish

ir durumdan öteki duruma geçiş

ÖLÜŞ : Turkish Turkish

ölmek eylemi ya da biçimi

OLUŞMA : Turkish Turkish

oluşmak eylemi, °teşekkül

OLUŞMAK : Turkish Turkish

elli bir varlık kazanmak, ortaya çıkmak, °meydana gelmek, °teşekkül etmek, °tekevvün etmek

OLUŞTURMA : Turkish Turkish

oluşturmak eylemi

OLUŞTURMAK : Turkish Turkish

oluşmasını sağlamak, °meydana getirmek, °teşekkül ettirmek, °tekvin etmek

OLUŞTURMAK : Turkish Turkish

varlığının ortaya çıkışının nedeni olmak, °teşkil etmek

OLUŞTURULMAK : Turkish Turkish

oluşması sağlanmak, °teşekkül ettirilmek

ÖLÜSÜ KANDİLLİ (YA DA KINALI) : Turkish Turkish

iyi gitmeyen bir iş için sövgü yerine kullanılır

ÖLÜSÜ ORTADA KALMAK : Turkish Turkish

cenazesini kaldıracak kimse bulunmamak

OLUŞUK : Turkish Turkish

kütle ve katmanların genel adı

OLUŞUM : Turkish Turkish

oluşmak eylemi, °teşekkül, °teşkil

OLUŞUM : Turkish Turkish

(katman, kütle, gökcismi vb. için) biçimlenme süreci

OLUŞUM : Turkish Turkish

dokularda oluşan çıkıntı ya da yumru

OLUT, -TU : Turkish Turkish

gerçekleşmiş olan eylem, olmuş bir iş

ÖLÜYÜ GÜLDÜRMEK : Turkish Turkish

çok güldürmek

OM : Turkish Turkish

kemiklerin toparlak ucu

OM, OHM : Turkish Turkish

elektrik direnç birimi

OMACA : Turkish Turkish

kesilen ağaç kökü, asma kütüğü

OMACA : Turkish Turkish

ıri kemik

OMBRA : Turkish Turkish

doğrama işlerini kahverengiye boyamakta kullanılan toprak boya