Multilingual Turkish Dictionary

Turkish

Turkish
OPTİMİST, -Tİ : Turkish Turkish

görüşü, yaradılışı gereği her şeyde iyi olanı görme eğiliminde olan, iyimser, °nikbin

OPTİMİZM : Turkish Turkish

her şeyi en iyi yanından gören, her durumda iyi bir çıkış yolu uman dünya görüşü, iyimserlik, °nikbinlik

OPTİMUM : Turkish Turkish

(sıcaklık, ışık, nem ya da tutumda) en elverişli durum

OPTİMUM : Turkish Turkish

en elverişli, en iyi olan

ÖPTÜRME : Turkish Turkish

öptürmek eylemi

ÖPTÜRMEK : Turkish Turkish

öpmek eylemini yaptırmak ya da öpmesine izin vermek

ÖPÜCÜK : Turkish Turkish

öpme, öpüş, °buse

ÖPÜCÜK GÖNDERMEK ( YA DA YOLLAMAK) : Turkish Turkish

parmaklarının iç ucunu öpüp birine atar gibi yaparak onu selamlamak

ÖPÜCÜK KONDURMAK : Turkish Turkish

hafifçe öpmek

ÖPÜLME : Turkish Turkish

öpülmek eylemi

ÖPÜLMEK : Turkish Turkish

öpmek eylemine konu olmak

ÖPÜP DE BAŞINA KOYMAK : Turkish Turkish

ir şeyi memnunlukla karşılamak, minnetle kabul etmek

OPUS : Turkish Turkish

müzik yapıtı

OPUS : Turkish Turkish

esteleniş sırasına göre numaralanmış müzik yapıtı

ÖPÜŞ : Turkish Turkish

öpmek eylemi ya da biçimi

ÖPÜŞME : Turkish Turkish

öpüşmek eylemi

ÖPÜŞMEK : Turkish Turkish

irbirini öpmek

OR- : Turkish Turkish

orgeneral, oramiral sözcüklerinde "ordu" sözcüğünün kısaltılmışı

ORA : Turkish Turkish

o yer

ORA SENİN BURA BENİM DOLAŞMAK ( YA DA GEZMEK) : Turkish Turkish

durmadan gezip dolaşmak

ORACIKTA : Turkish Turkish

hemen o yerde, olduğu yerde

ORADA BURADA : Turkish Turkish

her yerde

ORADAN BURADAN : Turkish Turkish

elli bir sıra gözetmeksizin, karışık olarak

ORAK : Turkish Turkish

ekin biçmekte kullanılan, yarım çember biçiminde yassı, ensiz ve keskin metal bir bıçakla, buna bağlı bir saptan oluşan ekin biçme aracı

ORAK : Turkish Turkish

ekin biçme zamanı