Multilingual Turkish Dictionary

Turkish

Turkish
ORAK AYI : Turkish Turkish

temmuz

ORAKBÖCEĞİ, -Nİ : Turkish Turkish

ağustosböceği

ORAKÇI : Turkish Turkish

orakla ekin biçen kimse

ORAKÇILIK : Turkish Turkish

orakçının işi

ORAL : Turkish Turkish

ağız yoluyla olan, ağızla ilgili

ORALARDA OLMAMAK : Turkish Turkish

işi sezmemiş gibi davranmak

ORALI : Turkish Turkish

o yerden olan

ORALI OLMAMAK ( YA DA ORALI BİLE OLMAMAK) : Turkish Turkish

önemsememek, umursamamak, aldırmamak

ORAMİRAL, -Lİ : Turkish Turkish

deniz kuvvetlerinde en yüksek rütbeli amiral

ORAMİRALLİK : Turkish Turkish

oramiral rütbesi

ORAMİRALLİK : Turkish Turkish

oramiralin orunu ve görevi

ORAN : Turkish Turkish

üyüklük, nicelik, derece bakımından iki şey arasında ya da parça ile tüm arasında bulunan bağıntı, °nispet

ORAN : Turkish Turkish

ıki şeyin birbirini tutması, karşılıklı uygunluk, °tenasüp

ORAN : Turkish Turkish

us yoluyla gerçeğe yakın olduğuna inanılarak verilen yargı, °tahmin

ORAN : Turkish Turkish

iki büyüklük, iki nicelik arasındaki bağıntı

ORANDIŞI : Turkish Turkish

ıki tamsayının bölümü olmayan (sayı)

ORANGUTAN : Turkish Turkish

sumatra ve borneo'da yaşayan, insana benzeyen, yemişle beslenen, bir cins maymun. (pongo pygmaeus)

ORANLA : Turkish Turkish

herhangi bir şeye göre, herhangi bir şeyle kıyaslayarak, °nispetle, °nispeten

ORANLAMA : Turkish Turkish

oranlamak eylemi, °tahmin, °kıyas

ORANLAMAK : Turkish Turkish

ölçmek, hesaplamak, °hesap etmek

ORANLAMAK : Turkish Turkish

us yoluyla gerçeğe yakın olduğuna inanılarak hüküm vermek, °tahmin etmek

ORANLAMAK : Turkish Turkish

karşılaştırmak, kıyaslamak

ORANLAMAK : Turkish Turkish

eşit tutmak

ORANLANMA : Turkish Turkish

oranlanmak eylemi

ORANLANMAK : Turkish Turkish

ölçülüp hesaplanmak, °hesap edilmek