Multilingual Turkish Dictionary

Turkish

Turkish
ÖZDEŞLEMEK : Turkish Turkish

özdeş duruma getirmek

ÖZDEŞLEŞME : Turkish Turkish

özdeşleşmek eylemi

ÖZDEŞLEŞMEK : Turkish Turkish

özdeş duruma gelmek

ÖZDEŞLEŞTİRME : Turkish Turkish

özdeşleştirmek eylemi

ÖZDEŞLEŞTİRMEK : Turkish Turkish

özdeş duruma getirmek

ÖZDEŞLEYİM : Turkish Turkish

kendini başkasının yerine koyabilme özelliği

ÖZDEŞLİK : Turkish Turkish

özdeş olma durumu, °ayniyet

ÖZDEŞLİK : Turkish Turkish

değişen durumlarda aynı kalma, aynı olma

ÖZDEŞLİK : Turkish Turkish

ıki yanı birbirinin aynı olan ya da harflerle verilen sayısal değerler ne olursa olsun iki yanı da sayıca eşit değerler alan eşitlik

ÖZDEVİM : Turkish Turkish

endüstride, yönetimde ve bilimsel işlerde insan aracılığı olmadan işlerin otomatik olarak yapılması, °otomasyon

ÖZDEVİNİM : Turkish Turkish

ir aygıta, bir şeye otomatik bir işleyiş kazandırmak için gerekli olan düzen, °otomatizm

ÖZDEYİŞ : Turkish Turkish

ir düşünceyi, bir duyguyu, bir ilkeyi kısa ve kesin bir biçimde anlatan, genellikle kim tarafından söylendiği bilinen özlü söz, °vecize, °kelamıkibar

ÖZDİRENÇ : Turkish Turkish

her cismin elektrik akımına karşı gösterdiği direnç

ÖZDÖLLENME : Turkish Turkish

aynı hayvan ya da çiçeğin ürettiği farklı eşeydeki iki öğenin birleşmesi, °otogami

ÖZDONATIM : Turkish Turkish

ir işletmenin kendi donatım malları

ÖZDOYUM : Turkish Turkish

kişinin kendi üreme organlarını cinsel haz duymak için uyarması, abaza, °istimna, °mastürbasyon

ÖZE : Turkish Turkish

ir türde ya da bireyde bulunan, aynı cinsten başka hiçbir türde ya da bireyde rastlanılmayan, °has

ÖZEĞİTİM : Turkish Turkish

ir kişinin belli bir alanda kendini yetiştirmesi

ÖZEK : Turkish Turkish

merkez

ÖZEK AĞACI : Turkish Turkish

dört tekerlekli arabanın gövdesindeki orta ağaç

ÖZEK DEMİRİ : Turkish Turkish

özek ağacını arabaya bağlayan demir

ÖZEKDOKU : Turkish Turkish

selüloz çeperleri kalınlaşmamış, odunlaşmamış olan, değişik görevler yapan gözelerin oluşturduğu doku, °parankima

ÖZEL : Turkish Turkish

yalnız bir kişiye, bir şeye ait ya da ilişkin olan

ÖZEL : Turkish Turkish

ir kişiyi ilgilendiren ya da bir kişiye ait olan, °hususi, °zati

ÖZEL : Turkish Turkish

devlete değil, kişiye ait olan, °hususi, resmi karşıtı