Turkish
OYUNCAK : Turkish Turkish
önemsiz ve kolay iş
OYUNCAK : Turkish Turkish
aşkalarınca bir araç gibi kullanılan, hiçe sayılan, güçsüz kimse
OYUNCAKÇI : Turkish Turkish
oyuncak yapan ya da satan kimse
OYUNCAKÇILIK : Turkish Turkish
oyuncak yapma ya da satma işi
OYUNCU : Turkish Turkish
herhangi bir oyunda oynayan kimse
OYUNCU : Turkish Turkish
sahne, perde ya da bir gösteride rol alan sanatçı, °aktör, °aktrist
OYUNCU : Turkish Turkish
oyunu seven
OYUNCU : Turkish Turkish
düzenci, hileci
OYUNCU : Turkish Turkish
çok oyun yapan, oyundan oyuna geçen kimse
OYUNCULUK : Turkish Turkish
oyun oynama işi
OYUNCULUK : Turkish Turkish
sahne sanatçılığı
OYUNCULUK : Turkish Turkish
düzencilik, hilecilik
OYUNLAŞMA : Turkish Turkish
oyunlaşmak eylemi
OYUNLAŞMAK : Turkish Turkish
oyun durumuna gelmek
OYUNLAŞTIRILMA : Turkish Turkish
oyunlaştırılmak eylemi
OYUNLAŞTIRILMAK : Turkish Turkish
tiyatro için yazılmamış bir yapıt ya da herhangi bir konuyu, olayı tiyatro oyunu biçimine sokma
OYUNLAŞTIRMA : Turkish Turkish
oyunlaştırmak eylemi
OYUNLAŞTIRMAK : Turkish Turkish
tiyatro türünden olmayan herhangi bir yapıtı, teknik yönden oynanabilir duruma getirmek
OYUNLUK : Turkish Turkish
tiyatroda oyun oynanan yer, °sahne
OYUNTU : Turkish Turkish
oyulmuş bölüm
OYUNTU : Turkish Turkish
oyuk, çukur
OYUNU ALMAK : Turkish Turkish
oyunu kazanmak
OYUŞ : Turkish Turkish
oymak eylemi ya da biçimi
ÖZ : Turkish Turkish
ir kimsenin benliği, kendi manevi varlığı, °nefis, °derun
ÖZ : Turkish Turkish
ir şeyin temel öğesi, °künh, °zübde
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani